BEN YAPTIM...

Çok sevdim ben bunları. Bir türlü karar veremedim . Önce başka renge boyadım, beğenmedim başka bir renge daha. Sonra çatlatma verniği sürdüm, çatlamadı:) Boncuk yapıştırdım, eksik gözüktü... Polimer kilden çiçekler yaptım ve fırınladım.Ardından vernikleyince çok güzel oldular. Saatler alındığından beri, günümü iyi kullanamıyorum.Tam ayarlayamadım daha kendimi, ofisin aydınlatması iyi değil. Koca bana masa lambası alacak. Çok çabuk akşam oluyor, bir de hava kapalıysa bildiğin karanlık. Bilge dün çok keyifliydi. Akşam babası aldı kreşten. Hemen başladı şikayet etmeye "şu saçımı çekti, bu çimdikledi, ama çok eğlendim"diye anlatmaya. Hafiften burnu tıkalı gibi. Koca deli oluyor, "bu kadar özen gösteriyoruz, neden hastalanıyor" diye. Hemen ilaçlara sarılıyor. Ben frenliyorum çocuktur bu böyle gelişecek direnç sistemi diye.Ama o da haklı televizyonlar domuz gribi diye avaz avaz bağırırken endişelenmek dışında, suya sabuna daha çok sarılıp,çocuğumuza vitamin desteği veriyoruz. Kalabalık yerlere gitmiyoruz, zaten kimselerle pek görüşmüyoruz. Geriye bir tek kreş kalıyor. Sahiplerinin olsun, çalışanların olsun özen gösterdiklerini biliyorum. Akşam öyle güzeldi ki. Geçen hafta boyunca boşaltamadığı enerjisinin hepsini, kreşte boşaltmış gibi 9:30 civarı kucağıma yattı. Sonra odasına götürdüm. "Sen de yat Bilge' nin odasında" diye sarıldı, öptü, kokladı derken uyuya kaldı. Ben de uzun uzun seyrettim onu. Sonra dua ettim, şükür dedim yaradana."Kimseleri bu sevgiden mahrum bırakma" dedim. Gece atkısını da bitirdim. Beresinin yaprakları kaldı, onu da bu akşam yaparım. Dün biraz da kum boncuktan çiçekler yaptum. Yap boz gibi . Parça parça yapıp, sonra tamamlıyorum. Daha verimli bir çalışma şekli oluyor.Bu aralar çok okuyorum ve bu beni çok mutlu ediyor. Dün hava birden soğudu. Elimden sıcak bir şeyleri hiç bırakmadım. Tam şiir okuma havasıydı, ben de okudum bol bol. Aziz Nesin' i çok severim. Hiç unutmam öldüğü günü. Üniversitedeydim, oturup hüngür hüngür ağlamıştım. Leman Dergisi' nde bir fotoğrafı vardı, arkası dönük ağaçların arasından giderken. Odamın duvarına asmıştım, o sayfayı. Kesin kitaplarımın arasındadır o resim. Sel felaketinde Vakfın çok zarara uğradığını sitelerinden öğrenmiş ve "keşke çok param olsaydı" diye geçirmiştim içimden. Bu lafı çok da fazla düşünmediğimi fark ettim, yani bir dilek olarak aklımdan geçirdiğim bir şey değil. Azizi Nesin' in çok sevdiğim bir şiirini yazıyorum aşağıya. Okudukça keyif aldığım, hayranlığımın kat kat olduğu bir şiir... Umarım kızım da şiir okumayı sever diye diliyorum...


ARKADAŞIM BADEM AĞACI

Sen ağaçların aptalı
Ben insanların
Seni kandırır havalar
Beni sevdalar
Bir ılıman hava esmeye görsün
Düşünmeden gelecek kara kış
Açarsın çiçeklerini.
Bense hayra yorarım gördüğüm düşü
Bir güler yüz, bir tatlı söz
Açarım yüreğimi hemen.
Yemişe durmadan çarpar seni karayel
Beni kara sevda
Hem de bilerek kandırıldığımızı
Kaçıncı kez bağlanmışız bir olmaza
Koş desinler bize şaşkın
Sonu gelmese de hiç bir aşkın
Açalım yine çiçeklerimizi
Senden yanayım arkadaşım
Havanı bulunca aç çiçeklerini
Nasıl açıyorsam yüreğimi
Belki bu kez kış olmaz
Bakarsın sevdan düş olmaz
Nasıl vermişsem kendimi son sevdama
Vur kendini sen de bu güzel havaya.
AZİZ NESİN

Yorumlar