SEN YAĞMUR OL, BEN BULUT...

Dinleyin bakalım Bilge'yi...

Hafta sonu fotoğraflarda görüldüğü gibi geçti. Hava çok kötüydü. Cumartesi sabah gazete ve abur cubur alımı için Bilge' yle dışarı çıktık. Marketin yanında ki "herşeyi satan" yerden Bilge çok beğenerek bir eşek aldı. Tüylü sırtında iki sepet yük taşıyan bir eşek. Önce sepetleri halletti. "Bunlar güzel değildi" zaten dedi, ardından yanıma geldi gözleri dolu dolu, eli arkasında. Baktım eşeğin arka iki ayağı kırılmış. Üstüne binmeye kalkmış ablam. Evde aradım taradım yapıştırıcı bulamadım. " Ben yapıştırırım bunu" dedim. Bilmiş bilmiş "boşver yenisini alarız" dedi. "Ama olmaz ki para verip aldık, yazık değil mi paramıza" diye başlayan uzun bir konuşma yaptım. Baktı suratıma " ne zaman alacağız yenisini?" dedi. Ben konuyu değiştirdim. Akşam babasına çekti aynı sahneyi, aynı sulu göz ifadeyle. Kocayla göz göze geldik. Anladı tabi, aynı konuşmayı o da tekrarladı. "Yarın gideriz o zaman" diyerek kapattı Bilge Hanım mevzuyu. Pazar sabahı hep beraber kahvaltı hazırladık mutfakta. Ardından yine hep beraber gazete okuduk. Bilge sonuna doğru gazete parçalarından sanat eseri oluşturmaya çalıştı. Derken ben yayılmış kanepeye "Şeffaf oda" yı izlerken, özellikle arka plandaki deniz manzarasını, ikisi yanımda "Oyuncakçıya gidiyoruz" diye bittiler. Önce itiraz ettim, ama koca "çok sıkıldı çocuk evde " diyince hak verdim. Hazırlandık en yakın AVM' ye gittik. Küçük bir atlı karıncaya bindi, balon aldık. Sonra büyük bir oyuncakçıya daldık. Babası "iyice bak, istediğin bir oyuncağı alalım" dedi. Sessizce tek tek baktı raflara. Dokundu, sağına soluna baktı. Sonra etrafta ciyaklayıp yerde debelenen çocuklara baktı ve küçük bir çiflik beğendi. Onu aldık, sessiz sedasız çıktık. Sonra şekerciye uğradık kürek kürek doldurdular babasıyla poşete şekerleri. Sonra ben indirimdeki bir çocuk mağazasına girme gafletinde bulundum. Bir kabanı Bilge' ye denetirken parmağını fermuara sıkıştırdım. Nasıl üzüldüm, onunda gözleri doldu. Bıraktık herşeyi çıktık. Bin kere özür diledim.Yolda koydu kafasını göğsüme, uyuya kaldı. Tam evde yatağına yatırmıştım ki uyandı. Bir daha da uyumadı. Evde yemek faslından sonra film seyrettik "G.I.JOY" fena değildi. Bir umtla banyo yaptırdım uyur zannederek, ama nafile 22' yi buldu uyuması. Bu arada "Aşk" ı bitirdim. Çok güzeldi, gerçekten çok beğendim. Tavsiye edebileceğim, keyifle okunup, düşündürecek bir kitap. Turgut Özakman'ın "Cumhuriyet" kitabına başladım. Bu videonun öyküsünü anlatayım. Bilge birden bire bu şarkıyı söylemeye başladı. Sesini inceltişine kaşını gözünü oynatışına koptuk babasıyla. Yanımda telefon vardı, kayıt o yüzden çok kötü. Ama bunu tarife kelimeler yetmeyeceği için, kaydı koydum. Her dinlediğimde gülümsüyorum:)) Asıl komik olan sonraki sözleri bir türlü söyletemedik. Bunu da bizden dinleyerek öğrendiği için evde mırıl mırıl bu şarkıyı söylüyoruz:)))

Yorumlar

  1. maçkada buluşalım maçkada bul...devamınıda öğretin lütfen bu güzel sesi ziyan etmeyelim

    YanıtlaSil

Yorum Gönder