KULAK AĞRISI VE KIRMIZI PAPAĞAN...

Perşembe günü yazmıştım en son. O günden bugüne özet geçeyim. Karıştığımız trafik kazası bize de arkadan bir aracın çarpmasıyla 6 araçlık zincirleme bir kaza oldu. Arabamız çekiciyle servise gitti, tahminen 15-20 gün alacak çıkması. O gün akşam taksiyle, çok zor döndük eve. Koca moral olarak çökmüştü. Haytatta en sevdiği şeylerden biri araba kullanmaktır ve arabası tabi. Başına böyle bir şeyin gelmiş olmasının şoku, yeni yeni geçiyor üzerinden. Perşembe akşamı Bilge' yi alırken "cuma günü geleyiz "dedim. Kızımla evde keyif yaparız diye düşünmüştüm. Sabah keyifle kalkan Bilge, bir süre sonra "kulağım ağrıyor" diye ağlamaya başladı. Ben şaşkınlık içerisinde, ilk kez kulak ağrısı çekiyoruz çünkü, kaptığım gibi doktora götürdüm. Doktor amcamız iyice muayne etti ve kulağında enfeksiyon başladığını söyledi. "Burnu tıkalı olunca, kulağı etkilenmiştir, çocuklarda sık olur endişelenmeyin "dedi. Bir karışım yaptılar kulağına ve antibiyotik kullanmaya başladık. Onun dışında evdeki ilaçlardan kullanmamızı söyledi. O gün kar henüz erimemişti. Mor kulaklı bir şemsiye aldık kendisine, dünyalar onun oldu. Ben kar topu yaptım, o fırlattı "heyooooo" diyerek. Cumartesi günü baktım keyfi yerinde Kızılay' a indik. Bilge' ye bot, kaban,pantolon ve kırmızı papağan aldık. Herkese önce papağanını, sonra botlarını gösterdi. "Karnım acıktı" dedi, bir güzel doyurduk karnını ardından bindik otobüse eve gelmek için. Otobüs çok kalabalıktı. Bilge kucağımda oturuyordu, kendisine çarpıp geçen kadına bir sürü laf saydı. Beni otobüste bağırarak şarkı söylemekle tehdit etti. Allah' tan kısa sürdü yolculuğumuz. Eve geldik, biraz oynadı sonra uyudu. Uzun bir uyku çekti, uyandığında ateşi olduğunu fark ettim. Ateş düşürücü verdim yanaklar kıpkırmızı oldu, bir tek atlet bıraktım üstünde. Halsiz, dermansız yattı kaldı. Bu sırada babamız geldi. Onun kucağında da yattı öyle "hadi babaya aldıklarımızı gösterelim mi?" diyince fırladı yerinden. Giydi kabanını, çıkarmadı üstünden, getirdi papağanını gösterdi sevinçle. Sonra hızını alamadı odasından bir sepet oyuncak getirdi, boşalttı salonun ortasına... Ardından ateşi hızla düştü, iştahsızlığı dışında bir sorun olmadı. Gece de rahat uyudu. Kendime siyah bir bere örmek dışında, hiç birşey yapmadım. Kitap bile okuyamadım. Bir de koca pazar günü tutturdu "mantı yap" diye. Yani şu üç gün; endişeli bir anne, alışveriş çılgını bir kadın ve hamarat mantı bile açan bir kadın oldum:))) Bugün normale dönmeyi umut ediyorum...

Yorumlar