AĞLASAM MI, GÜLSEM Mİ?


Aşağı indiğimde böyleydi. Süzülen gözyaşları, büzülmüş dudağı...



Ardından böyle gülümseyen bir surat oldu, bana da gözyaşlarını silmek kaldı..
Yukarıdaki "özet akışı" ndan sonra, biraz ayrıntı vereyim. Akşam babanız erkenden uyuya kaldı, biz de Bilge' yle oyalandık, yatmadan " Meraklı Minik" dergisini kurcaladık ve yazın bir "köy" e gitmeye karar verdik. Bilge orda keçi gezdirecekmiş. (köpek gezdirmekle aynı zannediyor) Sonra 22:30 civarı ben cebren uyuttum ve uyuya kaldım. Tabi sabah erkenden zıpladım, ardından koca ve Bilge. Sabah "Garfield "eşliğinde kahvaltı yaptık, Bilge sadece seyirci olarak katıldı bize. Benden önce aşağı indiler babasıyla. Ben de bir 5-6 dakika sonra arabaya geldiğimde Bilgeyi ilk fotoğrafta ki gibi buldum. Hatta beni görünce daha çok ağlamaya başladı. Neymiş "oyuncak almamış yanına" Açtık benim "içinde olmadık herşey olan" çantamı, oyuncak yerine geçecek önce flash diski gözüne kestirse de, dudak parlatıcısını görünce onda karar kıldı. Ben de ona herkesin sorumluluklarını hatırlatıp, oyuncağını kendisinin alması gerektiği üzerine bir nutuk verdim.Bu arada koca "cep telefonumu aldım mı?" "hah burdaymış siz bana aldırmayın" diyerek gene beni "pes" ettirdi. Sabahları kreşin kapısı kapalıysa ben zile basıyor yan taraf saklanıyorum. Bilge güya kapıyı açan öğretmenine "ben yalnız geldim" diyecek, ama "ben yalnız geldim annem saklanıyor" oluyor cümlesi ve acayip gülüyoruz buna. Bir de bugünlerde Bilge "yaratıcı benliğini" (koca öyle diyor) ortaya çıkartarak, salonun ortasına tüm dergileri, kütüphanedeki kitapları, koltukların yastıklarını, minderleri ve daha eline ne geçirirse yığıyor. Her seferinde farklı bir şey yapıyor. Mesela "ev yapıyorum" "ahır yapıyorum" ya da "köy yapıyorum" gibi. Ama nedense bu "yaratıcı benlik" bunları toplamayı reddediyor. Birlikte toplamayı da reddediyor bu da benim kafamın tasını attırıyor tabi. Bakalım nasıl başedeceğiz. Yani bir standardı yok bu işin, ben anladım. Çocuk büyütmek her seferinde birşeylerle başetmek demek sanırım. Bu başedişler sırasında da öğrenmek, öğretmek, sinir olmak, keyif almak demek. Hepimize kolaylıklar diliyorum:)))
P.S: Bu arda bugün tüm kaslarım ağrıyor, nedeni dünkü "ritmik aerobik" seansında lastik kullanmamız. Yaparken iyiydi güle oynaya "eve de mi alsam Bilge' yle takılırız" demiştim ama bu kadar hamlayacağımı düşünmemiştim. Acı çekmek bu olsa gerek:(((
Aklıma geldi dün " Cennetimden Bakarken -The Lovely Bones " filmini izledim, benim gibi ağlak bir tip için oldukça doyurucuydu, tavsiye ederim.














Yorumlar