GÜZEL BİR SABAH...

Böyle hissederek uyandım. Koca erken çıktı, bir iş için. Biraz sağı solu toparladım, Tv' de deprem haberlerine baktım. Dün önce Erzincan diye yazmışım, sonra düzelttim Elazığ diye. Bilge' nin odasına baktım mışıl mışıl uyuyor. Usulca kıvrıldım yanına... Uykusunun en derin yeriydi belki, en huzurlu. Hayranlıkla seyrettim yüzünün her bir yerini. Yavaşça açtı gözlerini, tekrar kapattı uzattı ellerini. Küçücük ellerine sığdırdı tombul yanaklarımı, mutlu etti beni. Ve ben bir kez daha yaradana minnet duydum. İnsan güzellikleri de, kötülükleri de başına gelene kadar çok anlamıyor sanırım. Bilim adamları "deprem öldürmez, dayanıksız binalar öldürür" derken, televizyonda yıkıntıları, ölen insan bilançolarını seyrederken sanırım" bizim başımıza gelmeyeceğini" düşünüyoruz. "Ateş düştüğü yeri yakıyor" ama külleri hiç mi korkutmuyor? 17 Ağustosta İstanbul' daydık. Yeni evlenmiş, balayı dönüşü hiç görmediğim İstanbul' a gitmiştik. Kaldığımız evde çok büyük bir hasar olmadı, ama etrafta bir çok ev yerle bir oldu. Yazdı sokakta yattık, iki gün boyunca sallandı durdu heryer. Dönüş yolunda bindiğimiz otobüse bir araba çarptı. Yalovaya yakınlarını bulmaya tek farı yanan arabasıyla giden adam, geldi çarptı ve orda öldü. 20 küsur saatte Antalya' ya döndük. Şimdilerde anlatırken şaka gibi geliyor, ama deprem sırasındaki o sesi hiç unutmadım. Uğultuyla karışık tuhaf, tarifsiz bir sesti o benim için. Bir de ilk kez gördüğüm İstanbul' u hiç sevemedim. Kız kardeşim İstanbul' da yaşayacağını söylediğinde, ilk aklıma gelen "depremin sesi" oldu. İstanbul'u suçlamıyorum elbette, insanların neler yapabileceklerinin sınırı olmadığı için korkuyorum. Daha çok kazanmak, ucuza kapatmak uğruna yapabileceklerini düşündükçe tüylerim diken diken oluyor. Acaba "işini hakkıyla yapma" , "dürüstlük" ya da "sorumluluk sahibi olma" gibi kavramları çocuklarımıza müzelerde tarihi bir eser olarak mı göstereceğiz? Bilmiyorum, korkuyorum...
Bu arada "asortikkrep" bloğunda Mavi kuş için yolladıklarımı yayınlamış, çok duygulandım. Çok güzel fotoğraflamış ve övgü dolu sözler söylemişler. Umarım işlerine yarar ve birilerine bir faydam dokunur...
P.S: Fotoğraftaki kolye "ne bulduysam taktım" kolyesi. Tam yazlık bir şey oldu.

Yorumlar

  1. Asortik Krep'teki kolyelerinizi gorup ziyarete geldim. Hepsi birbirinden guzel. Elinize saglik...

    YanıtlaSil
  2. teşekkür ederim, çok naziksiniz. Kendimce birşeyler yapmaya çalışıyorum, böyle bir güzelliğe vesile olması beni ayrı mutlu ediyor.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder