ANNEM...

Bugün annemin doğum günü. Bu fotoğrafta annemin kucağındaki kız kardeşim, yanındaki ben. Sonrasında bu fotoğrafa erkek kardeşim de eklendi.Annem o sıralar yirmili yaşlarının sonlarında olmalı (benden daha küçük). Ben o sene okula başlamış olmalıyım, çünkü saçlarım kısa. Arkada ki ev, bizim ilk sahip olduğumuz ev. İki katlı, altında babamların marangozhanesi var, üstte de iki daire. Biri bizim, biri amcamın. Arkada,bu kocaman bahçe var. Fasulyeler, patatesler, mısırlar ve hatta yerelması bile olduğunu hatırlıyorum. Bu fotoğrftan bir kaç yıl sonra Antalya' ya taşınmıştık. Ben çok severdim marangozhanede oynamayı, düşününce burnuma ağaç kokusu geliyor şimdilerde. Kalasların, tahtaların arasında oynarken hep elime kıymık batardı. İğneyle çıkartırken canımın yanacağını bildiğimden, anneme söylemezdim, annem fark edince "çıkartmazsak elinde ağaç çıkar" demişti. Çocukluğumun en garip kabusudur, elimin ortasında muhteşem dengeli duran, kocaman çam ağacı:))) Annem onsekizinde evleniyor babamla, görücü usulü dediğimiz türden. Babam askere gidiyor, annem babaannemlerle birlikte. Babaannem aksi mi, aksi mahallede çocukları onun adını telaffuz ederek korkutuyor anne babalar, o derece yani. Babam askerdeyken annemin bir kızı oluyor bu habere çok sevinen babam, asker dönüşü kızını göremiyor. Çünkü bebek üç aylıkken ölüyor. Annem "çok güzel bir bebekti nazardan öldü "diyor. Ardından ben doğuyorum, en ufak bir hastalıkta doktorda alıyorlar soluğu. Bu arada annemin ailesi Hollanda' ya gidip yerleşiyor. Annem de çok istiyor gitmeyi ama neden bilmiyorum, olmuyor. Zaten onun çocukluk döneminde babası işçi olarak gitmiş ve baba hasretine anne ve kardeşlerde ekleniyor. Ardından babamın işleri kötü gidince onun da sekiz yıl süren Arabistan macerası ekleniyor. Annem hep hasretlik çekmiş bir kadın yani. Sekiz yılın sonunda Antalya' da hep beraber evimizi yapmaya başladık. Tamamlamak on yılımız aldı, dört katlı bahçeli güzel bir ev yaptık. Bu sırada önce büyükbabamı kaybettik, aradan yıllar geçti anneannem bizim evde kansere yenik düştü. Babam özenerek, kocaman bir ağacın altında, gölge bir mezar yeri ayarladı. Anneannem memlekete değil Antalya' ya gömülmeyi vasiyet etmişti. Aradan birkaç yıl geçti ev bitti, ben evlendim, kız kardeşim Ziraat Mühendisi olma yolunda ilerlerken, erkek kardeşim de zar zor liseyi bitirirken, babamı kaybettik... Bizim için hiç hazırlıklı olmadığımız, beklemediğimiz bir olaydı. Nasıl üstesinden geldik, annem buna nasıl dayandı bilmiyorum. Bilge doğdu sonra, annem bizleri şaşırttı, sonsuz bir sevgiyle kucakladı Bilge' yi. Bizler şaşkındık çünkü annem sevgisini belli etmeyen bir insandır. Herkese "torun sevgisi bambaşkaymış, ben çocuklarımı bu kadar sevmedim" dedi. Bizler yanındaydık hep, geçen sebeye kadar. Biz buraya, kız kardeşim evlenip İstanbul' a, erkek kardeşim de askere gidince gene yalnız kaldı. Ama benim annem çok güçlüdür, dimdik. Her işi mükemmel yapar, müthiş bir el becerisi vardır. Patronsuz kalıpsız çok güzel kıyafetler diker, iğne oyası, mekik, örgü, el ve makina nakışı, mefruşat dikimi en sonda gittiği kursla kırk yamayı kattı becerileri arasına. Çok isterdim bugün yanında olmayı, ellibeşi devirdi ama maşallah hiç göstermiyor. Sabah erkenden aradık Bilge' yle, yürüyüşteymiş, sevindi doğum gününü kutlayınca. "Yanında olabilseydik keşke" dedim, " olsun siz yerinizde iyi olun" dedi. İçim buruk, babama hasretim daha da büyük, herkesi ve herşeyi özlediğimi hissediyorum...
Allah herkese sağlıklı uzun ömürler versin diyorum...

Yorumlar

  1. Canım Allah annene uzun, sağlıklı ömürler versin, kaybettiğin sevdiklerinin de mekanı Cennet olsun. Hayat böyle bir süreç işte, doğumlar, ölümler... o yüzden yaşadığın her anın tadını çıkarmalı diyorum, sana da Bilge'ye de Antalya'dan güneşli öpücükler yolluyorum. Birazdan çıkıp parka gideceğim, senin için çiçek açıp coşmuş ağaçların fotoğraflarını çekeceğim...

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Leylakcığım, yorumunu okur okumaz gülümsemekle ağlamak arası oldum. Vardınız demek ne iyi oldu senin gibi birini kazanmak, seninde kaybını biliyorum ve benim hissettiklerimi çok iyi anladığını. Kendine çok ama çok iyi bak, iyi ki varsın. Öpüyorum...

    YanıtlaSil
  3. keşke annem kadar dayanıklı olsak bu uzaklıklara, her okuduğuma üzülüp ağlamasam, duygusallık bu kadar ağır olmasa üzerimde, iyi ki varsın annecim

    YanıtlaSil

Yorum Gönder