YARATICILIKTA SINIR TANIMIYORUZ...

Efendim bu hafta boyu yaptığımız yaratıcı fikirleri sizlerle paylaşalım dedik. Malumunuz eldeki malzemelerden bir şeyler yapmak temel mevzu olunca, biz de çok düşünmedik bu fikirler için.
Çoğunlukta her ofiste bulunan ataçları birbirine eklemek suretiyle kokoş kızımıza küpe yaptık. Kulak kısmını oldukça bollaştırdık ki acıtmasın diye. Dilenirse bu küpenin kolye ve bileklik versiyonları da yapılabilir. Tamamen bize ait bir fikirdir o yüzden pasaja falan koymuyoruz:((

Sabahları bin takla atarak kahvaltı yaptırdığınız ya da yaptıramadığınız çocuklar için ideal bir "yumurtayı maymun etme " çalışmamız var. Lop kıvamda haşlanan yumurtaya, domatesten dudak, zeytinden bir çift göz ve radika (hindiba) dan saç yapıyoruz. Çocuğumuzun "ama ben bunu çok sevdim, yemeyim" oyunlarına gelmiyoruz.






Sonra polimer kilden yaptığımız kolye ucunu ipekle buluşturuyoruz. Aralarına kum boncuktan aparatlar yerleştiriyoruz. Tahta boncukları polimer kille kaplayıp, üzerini süslüyoruz ve onlarıda ilave ediyoruz. Elimizde güzel mor ipek kolyemiz oluyor.

Aynı işlemi yeşil ipekle yapıyoruz, kum boncuklar ekliyoruz veeeeee yeşil ipek bir kolyemiz oluyor.Bakmayın böyle göründüğüne, fotojenik değil o kadar :) (ben de güzel çekememiş olabilirim)

Bir de bu halkalar var. Şahsen bizim evde yok, çünkü bize gelen yok. Ama bize gelmek isteyene söz bu halkalarla süslediğimiz "baba" bir masa hazırlayacağız, kızımla birlikte. Bu halkalar Kayseri' ye gitti bu arda.
Aslında verimli bir hafta geçirmişim diyebilirim. Bu sabah kendi odasında şarkı söyleyen Bilge Koca' yla beni baya şaşırttı. Şarkısının sözlerini aynen yazıyorum: 98, 27 lay lay lom, 98,27, 4,5,6 lay, lay....Ben "acaba bir tür şifre mi?" derken, Koca "belki enlem ve boylamdır, bir yerin koordinatları olabilir" dedi. Yani şaşırdık, hayırlısı diyoruz ne yapalım. Herkese iyi haftasonları diliyorum...





Yorumlar

  1. Kokoş bir kız büyütüyorsunuz Allah yardımcınız olsun Sevda hanım:)))) Neyse ki cıncık boncuktan yana sıkıntısı olmayacak, annesi sağolsun. Baba da parfümeri işi yapsaymış tam olacakmış ama ona da kader utansın:)) Şaka bir yana çocukken süslü olan kızlar büyüyünce inanılmaz sadeleşiyorlar, arkadaşımın kızından yakınen şahidim. Küçükken saçını köküne kadar yolan arkadaşın oğluna dönüp "canımı acıttın" yerine "saçımı bozdun" demişti. Şimdi ruj bile sürmez:))
    Sevdacım fotoları cep tel. ile mi çekiyorsun, makine ile mi? Eğer makine ileyse makro ayarda çeksene, o zaman takıların net görünür güzelliği meydana çıkar.İyi bir ışıkta flaşı kapatıp makroya al ve çek (akıl vermiş gibi olmayım ama yanlış anlama lütfen)
    Tam bunları yazarken senin yorumun geldi, kalp kalbe karşıymış, öpüldünüz...

    YanıtlaSil
  2. Canım Leylağım; şu dijital makinalardan bişiy anlamıyorum. Bir de makinem yeni daha tam çözemedim, tavsiyeler için teşekkür ederim, bir tanesin sen, biz de öpüyoruz...

    YanıtlaSil
  3. sabah kızınla telefonda konuşurken sen şarkı mı söylüyorsun dedim, bilgede evet dedi, hadi söylede bende duyayım dedim tamam diyip 1,2,3,4 dedi :) bende ?? hadi başla dedim tekrar 1,2,3,4 dedi yine.... ben 4 ten sonra şarkıya başlayacak zannediyorum şimdi blogunu okuyunca anladım zaten şarkı oymuş, bu kızın aklı kime çekti bilmem ki

    YanıtlaSil
  4. Yumurtaya bayıldım. Ama konu mankeni muhteşem canım. Onun eline ne tutuştursan insana güzel gelir. Demek ki Bilge şahane, gerisi bahane... Öptük o yanaklardan

    YanıtlaSil

Yorum Gönder