BOYALARIN BÜYÜSÜ

Dün okadar şikayet ettim, herşeyden sıkılıyor diye, oysa bir kez bile "sıkıldım" demedi. Saatlerce sulu boya yaptı. Önündeki kağıdı, sehpayı, etrafı ve kendini boyadı:)) Arada kafasını kaldırıp bana baktı, güldük birlikte haline...
Sanatsal işler böyle kirleneceksin, dağıtacaksın, eziyet edip, eziyet çekeceksin, değil mi ya?

Akşam bel ağrısıyla beş büklüm gelen koca, hertarafı boya içinde bir kız ve açlıktan zil çalan üç mideyle eve gittik. Kızdım kendime "niye bir zeytinyağlı yapıp, dolaba koymazsın ki" diye . Ama cevabı kolay Bilge ağzına koymaz da o yüzden. Neyse yemeği ocağa koydum, kocaya ilacını sürdüm, Bilge' yi banyoya attım. Ama nasıl açım, midem delinecek nerdeyse, yine okkalı bir küfür ettim kendime " niye öğün atlıyorum " diye. Sofraya oturduğumuzda Bilge' ye dondurma vaad ederek tabağını silip süpürttüm, Koca ve ben çoktan yumulmuştuk tabaklarımıza zaten. Off bu sıcaklardan mıdır ne pek bir özensiz oldum, neyse yine de üstesinden geldim, kahraman mıyım ne? Koca bu sabah daha iyi gibiydi, Bilge kendini bu seferde parmak boyalarına kaptırdı. Benimse kafamda bir sürü fikir var sıraya konacak.


Neyse başlığa döneyim, boyaların her çeşidinin kendine has bir büyüsü var. Bu büyü her rengi ayrı yansıtıyor. Çocuklarsa büyülü şeyleri seviyor. Bu büyüyü masallarda, bir müzik enstürmanında, bir çizgi filmde, bir oyuncakta ya da bir hayvanda görebiliyorlar. Bizler çoğu zaman hayat kargaşasından ya da işimize gelmediğinden bu ayrıntıları kaçırıyoruz.
Etrafınızdaki büyülü şeyleri görmeniz dileğiyle...



Yorumlar

  1. Kirlenmek güzeldir, denediğinin kanıtıdır. Biz de Erdim'le parmak boyası yapardık..
    Kahraman değil süper kahraman.
    Sevgiler..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder