BİZ GELDİK

Salı akşam yola çıktık, aslında gece yolculuğunu hiç sevmiyorum ama zaman kısıtlı olunca mecburen tercih ettik. Gökyüzü uzun süredir görmediğim kadar güzeldi. Elimi uzatsam yıldızlara değecek kadar yakın geldi. Nehir'in aramızdan ayrıldığı haberini o gün öğrenmiştim, yıldızlar bellki o yüzden o kadar yakın geldi. "Güle güle Nehir, huzur içinde uyu" dedim, diyecek başka ne var ki...

Sabaha karşı vardık Antalya' ya. Sıcak ve nem karşıladı bizi. Bilge bu bayram, pek çok yeni şey öğrendi. El öpüp bayram harçlığı almayı, "para istemiyorum, şeker versene" diyerek çantasını uzatmayı, kuzenle tavla oynamayı denedi. Sonra klasik gitar, hızını alamayıp bas gitar çalmaya çalışıp, melodikada karar kıldı.

Gittiğimiz gün beni evde bırakıp, C. Abi ve kuzeniyle sabahtan akşama kadar denizdeydi.

Öbür gün gece denize girerek beni ciddi anlamda şaşırtmayı başardı.

Amcasıyla ördekleri, balıkları doyurmaya gitti. Biz nerdeyse hiç aklına bile gelmedik.

Kızları evlerine bırakınca baya bozuldu, niye bizimle gelmiyorlar diye. Ben de anlatma çabaları, onda buğulu gözler vardı.

Ben yine "çocuk dediğin kalabalıkta büyümeli" diye söylenip durdum. Cumartesi günü öğleden sonra çıktık yola. Yollar çok kalabalıktı, ancak Türkiye Sırbistan maçının son periyoduna yetiştik. Bu arada 12 Dev Adam' ı canı gönülden kutluyorum, çok güzel bir coşku yaşattılar bizlere.

Referanduma gelince Sevgili Asortik Krep' e katılıyorum, diyecek başka bir söz yok.