SICAK HAFTA SONU

Cumartesi günü hazırlandık kursa gittik. Bilge bale hocasıyla biraz bozuştu. Bale hocası Rus bir hanım, Türkçesi yarım yamalak ve bağıra bağıra konuşuyor. Emir cümlelerine alışık olmayan Bilge isyan etti, isyanına gözyaşları da eşlik edince tüm veliler toplandılar başımıza. "Korkuttu beni "dedi, ben anlatmaya çaılıştım, dilimizi bilmediğini, normal söylediği kelimelerin bağrıyormuş gibi olduğunu anlattım. Sonra hocayla konuştuk, Bilge öptü barıştı. Bu arada ben ne yapacağımı bilemedim, velilerden birisinin "Carolin' i ya da Hürrem' i izletin onlarda öyle konuşuyor "diye tavsiye de bulunması üzerine "imdaaaatttt " çığlıkları atmamak için kendimi zor tuttum. Kurs sahipleriyle konuştuk, bu yaşta çocuklara bunu anlatmak zor, ama en azından hoca biraz yumuşayabilir diye. Bakıcağız artık, ama benim güzel kızım "haftaya yine geliriz ben utangaçlık yapmam " dedi. İçim nasıl cız etti.
Neyse çıktık kurstan hoplaya zıplaya gezdik, bana biraz malzeme aldık, ardından Sakarya' dan balık aldık. Ben yıkadım balıkları, Bilge yerleştirdi özenle defne yapraklarını, limon dilimlerini ve tane karabiberleri koydu. Sızmasını gezdirip, tuzunu ilave etti(Oya Hanım'dan esinlenme var farkındaysanız) Bir de öpücük yapıp sevgisini koydu , doğru fırına. Pişene kadar geldi gitti fırının camından baktı. Pişmemize yakın babamız geldi, balıklar afiyetle midemize indi.
Pazar sabahı erkenden kalkıp kahvaltımızı yapıp yola koyulduk. Bir arkadaşımız ve ailesini de alıp doğru Kızılcıhamam' a gittik. Benim ne hamam, ne de kaplıca kültürüm vardır. Arkadaşın da 3 yaşında bir kızı var. Neyse kaplıcadaki en utangaç hanımlar olarak, gözümüzü diğer hanımlara kapayarak iyi vakit geçirdik. Bilge çok keyif aldı, yüzmeyi unutmamış, sıcacık havuzda nasıl güzel yüzdü. Çıkınca da bir yemek yedi afiyetle, bizim şaşkın bakışlarımız arasında. Gelene kadar mis gibi de bir uyku çekti. Akşam sekiz gibi elektrikler gitti, biz de vurduk kafayı yattık, sabah yediye kadar aralıksız uyumuşuz. Başlıkda da bahsettiğim gibi sıcağı iliklerime kadar hissettiğim bir hafta sonu oldu. Bilge şimdi aldığımız takı malzemelerini yerleştiriyor, gidip yardım edeyim bari:))

P.s: Freyzalar ( bence arpa çiçekleri, Leylak Dalının kulakları çınlasın:)))), cumartesi kendimize aldığımız hediyemiz. Sıcak bir ortamda mis gibi kokuyorlar. Ama annemin bahçesindekiler daha güzeldi:(((

Yorumlar

  1. Onlar doğaldı tabii ki Sevdacım, bunlar gibi hormonlu değil. Antalya'da baharı müjdeleyen balkon çiçekleri. İlk gittiğim yıllarda her balkonda içi çimen benzeri otlarla dolu saksılar görür şaşardım. Sonra anladım onların arpa çiçeği olduğunu, oy ne güzel kokarlar. Dur ben de dişçiye gidecem bugün kendime avutucu olarak alayım bir demet. Sabaha kadar uyutmadı aptal diş.
    Bilgeye ya da herkese bağrınan o bale öğretmenini yolarım ben, benim arkadaşımla kibar konuşsun:))
    Öptüm ikinizi de...

    YanıtlaSil
  2. Leylak Ablacığım geçmiş olsun, avutucu olarak al bakalım arpa çiçeklerinden. Geçen yıl senden öğrenmiştim adlarının freyza olduklarını hatırladın mı? Bale öğretmenini görsen dalyan gibi bir hatun, yolunacak gibi değil yani, umarım konuşmamız işe yarar, sanki Türk hoca yokmuş gibi sinir ediyorlar beni ya, neyse dişin için tekrar geçmiş olsun canım benim öpüyorum ağrımayan taraftan:))

    YanıtlaSil
  3. Sana verdikleri tavsiyeler de pek mantıklıyımış canım, çözüme bak. Kendi çocuklarına böyle mi yapıyorlarmış. Saçmalığa bak.Neyse ki sonu güzel bitmiş.Öpüyorum

    YanıtlaSil
  4. Buğdayım malesef kendi çocuklarına da çok katılar. Adı disiplin, başarılı olmak için gerekli diyorlar, ama biz uyardık, bizim çocuklarımız alışık değil, bizler de alışık değiliz diye

    YanıtlaSil
  5. Ahhh çocuklar ahh şu çocuklar nasıl da hassas oluyorlar, rus mus bağırmasın yaaa dedirtti bana iyi yutkunmuşsun yine bir anne olarak. Bale sevgi gerektirir, zerafet gerektirir, bunlar daha çocuk avaz avaz ne oluyor öyle soğutacak bitaneciği.Dayanamam belli ki baleyi seviyor nasılda kendince çözüm bulmuş kocaman öpüyorum Bilgenin yanaklarından.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder