KIZ KIZA

Kocam cuma akşamı Gaziantep' e gitti, kaldık kızımla başbaşa. Cumartesi öğlene doğru uyanıp koştur koştur kursa gittik. "Anadoluyu Vermeyeceğiz Mitingi" vardı, Türkiyenin her köşesinden gelen çevre dostu insanların katıldığı. Çok katılmak istiyordum ama Koca olmayınca Bilge' yi kursta bırakıp gitmeyi gözüm yemedi (ne kötüyüm değil mi). Kurs çıkışı kalabalık dağılmıştı Bilge dışarda yemek yiyelim diye tutturdu. Oturduk yemek yemeye tabi hanımefendi ucundan tırtıkladı biraz. Sonra polimer kil almak için sürekli gittiğimiz malzemeciye uğradık, orda polimer kile yeni başlayan genç bir kızla sohbete başladık derken bizim bloğu takip ettiğini öğrendik, pek bir sevindirik olduk. Eve gelirken kitap alma niyetindeydim ama Bilge çok yorgundu, ertelemek zorunda kaldım.Bir taraftan evi toparladım bir taraftan "yaparım" diye düşündüğüm işleri yaptım. Bir de "yapmalıyım" işlerim vardı, çamaşırları halletmek gibi, katlayıp yerleştirmek ne kadar zor geliyor bu tembel bedene. Bir de çorapları eşleştirememe durumu var, eşsiz olanlara çekmecede yeni bir yer tahsis edip" yakında kavuşacaksınız diğer tekinize" sözü verdim.

Bu sabunlardan birkaç arkadaşın bloğunda görmüştüm, deneyim diyordum.

Peçetelerim, transfer tutkalım, kurdelalarım ve toplu iğelerim vardı. Bana sabunları almak kaldı.

Özellikle manolya kokulu olanlar çok güzelmiş. Banyoya koydum tamamladığım bu çifti mis gibi kokuyorlar, üstelik şirinde oldular.

Oyuncaklarımı da tamamladım, hafta içi Bilge' nin bağışlayacaklarını da ayıracağız ve 16 Nisanda inşallah Lösev' e götüreceğiz.

Bu sabah Koca döndü, Bilge ona şöyle söyledi "baba ben okuma yazmayı, bir de cacık yapmayı öğrendim" , iki günde insan neler öğreniyor görüyormusunuz:)))