YAĞMURLU AMA OLSUN

Sondan başa doğru yazacağım çünkü fotoğrafları öyle yüklemişim:)) Pazar sabahı yağmurlu bir güne uyandık, kahvaltı faslından sonra Anıtkabir' e gittik. Bilge çiçek getirmediğimiz için fırçaladı, bir daha eli boş gitmeyeceğimiz sözünü aldı bizden.

Yağmurlu olmasına rağmen sevindirici bir kalabalık vardı. Uzun zamandır üçümüz gitmemiştik, Babasıyla gezmek Bilge' ye ayrı bir keyif verdi. Hatıra dükkanından Bilge' ye boyama kitabı ve puzzle bana yaka iğnesi ve saat aldık. Çok güzeller.



Ne zaman gitsem hüzünle karışık duygular sarıyor beni, gözlerimin yaşarmasına engel olamıyorum. Ordaki kalabalık öyle umut vericiki herkesin boynuna atlayıp sarılmak istiyorum:))

Anıtkabir' in bahçesi yine çok güzeldi, çok bakımlıydı. Görevliler çok kibarlardı, askerler çok asillerdi.


Cumartesi günü bayrama dair yakalayabildiğimiz tek kare buydu, kursun penceresinden. Tüm gün kurstaydık, çıkışta hava bozduğu için, koştur koştur ve hafif ıslak eve geldik.


Ama cuma günü tam bir bahar havası vardı. İşten erken tüyüp, evin ordaki parka attık kendimizi.


Ağaçlar süslenmiş, çimler yeşillenmiş adeta bizi bekliyorlardı. Akşam güneşi de sardı sarmaladı bizi.


Ama önce sabahtan bahsetmeliyim. Küçük bahçemizden bahsetmiştim daha önce. Önce çöpleri topladık, yabani otları yolduk. Toprağı havalandırdık. Biraz domates, biber, patlıcan ve fesleğen fideleri diktik. Sarımsak ve bal kabağı tohumlarını ektik.


Ödümü kopartarak, bir taraftan "merak etme ben kendimi korurum" diyen Bilge elinden çapayı düşürmedi.


Süper ot yoldu, gerçi hala yolunacak ot var, bugün yarın onları da halledeceğiz.



Yan komşumuz olan marngozdan bu çubukları aldık, fideleri sabitledik. Pek güzel oldular.Az göründüğüne bakmayın yirmi tane fide orda:))


Bu lalenin çukurunu Bilge açtı özenle yerleştirdi, ben sadece saksıdan çıkartmasına yardım ettim. Ardından hepsinin can sularını verdi. Sonra akşama kadar gidip gelip "bunlar niye büyümediler" diye başımın etini yedi.Bu arada daha birsürü yerimiz kaldı ekecek.

İşin en acı tarafı öbür gün her yerim ağrıyordu, fena hamlamışım:))








Yorumlar

  1. Cumartesi nöbetçiydim, olmasam ben de götürecektim Ada'yı. Belki karşılaşırdık, ne güzel olurdu.Nasıl tatlı yine Bilgeciğim, gözlerindeki o ışıltı yok mu, ömre bedel

    YanıtlaSil
  2. ne zevkli kadınmışsın.bahçe işleri hem özen hem yetenek ister.kız da sana çekmiş.ee ne demişler,kenarına bak bezini al ,anasına bak kızını al:))

    YanıtlaSil
  3. Domatesler çıkınca kahvaltıdayım, kendimi de davet ettirmiş olayım:))

    YanıtlaSil
  4. Ahh Bilgeciğim öyle kolay ne büyüyor ki, canından bezdirme anneciğini, güldürdün beni gene o çocuksu beklentinle:))Lalen pek güzelmiş Allahtan o abuk açar bu hale geldikten sonra:))
    İkinizinde ellerinize sağlık arika bir bahçe olmuş hasılatınız bol olsun inşallah...

    YanıtlaSil
  5. Umurcuğum ne iyi olurdu değil mi? Bilge'ye okuyorum yorumlarınızı pek bir seviniyor:))

    YanıtlaSil
  6. Sitare; ay ne güzel sözler bunlar şımardım valla:))

    YanıtlaSil
  7. Kaymaklım kadayıfım; ne güzel olur değil mi dalından kopartırız mis gibi ay canım çekti kalk gel hadi:))

    YanıtlaSil
  8. Fiammacığım güzel kadın, teşekkür ederim güzel sözlerin için. Lale zaten tedbir amacıyla alınmıştı tarafımdan, oyalıyor Allah' tan. Bakalım çoğaltacağız fidelerimizi, çerilerimiz ve çileklerimiz çiçeklendi bile:))

    YanıtlaSil
  9. 23 Nisan hep yağmurla kutlanıyor nedense...Anıtkabiri görünce aklıma Ankara yıllarım geldi , özlemle doldu içim , sevgilerimle

    YanıtlaSil
  10. Orda olduğunuz için şanslısınız. Bizde düşündük ama olmadı seneye inşallah.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder