TEMBELLİĞİN SINIRLARI

 Aslında benim için böyle bir sınır yok diye düşünsem de, içimden bir ses "kalk artııııık" diye dürtüklüyor.Çoğu zaman kulaklarımı tıkıyorum ona, ama bazen çok etkili oluyor zıplıyorum yerimden, yapmam gerekenleri yapıyorum ama fazlasını değil:))
Tembellik yapmadığım tek konu sanırım kitap okumak, onun dışında ev işleri başta olmak üzere her konu tembellik alanıma giriyor.Normalde kafamın içinde hep yapılacaklar listesi olur ama sanırım mevsimden olsa gerek, bu ara kafamın içi bomboş:))) Killeri alıyorum elime, karıştırıyorum karıştırıyorum bir şey çıkmıyor ortaya, ebru boyaları bana bakıyor, ben onlara bakıyorum. Örgüler sepette bekliyor, beklesinler canım ne yapayım değil mi, içimden gelmiyor.Hafta sonu resim kursunda da pek bir şey yapamadım. Bu beni rahatsız etmiyor gibi görünüyor ama içimdeki ses rahat durmuyor:)))
Bu aralar Bilge'yle yeni bir oyun oynuyoruz, ben aklıma gelenleri soruyorum ona, o cevap veriyor,
"duymamızı sağlayan organımız  hangisi"  " kulaklarımız", "sevmemizi sağlayan", "kalbimiz"gibi...
Bu sabah saçlarını tararken yine bu oyunu oynadık, en son "hayatın anlamı ne sence "dedim, kafasını çevirip yüzüme baktı, "bunu henüz bilmiyorum" dedi:)))
Bahçedeki badem ağacı açmış, çok sevindik, ofise geldim dinlemeye başladım.Dinlemek için bir tık

Yorumlar

  1. Sevdacığım mevsimseldir deyip üstüne varma vardıkça bunaltır, bir zaman sonra kendiliğinden isteyeceksin tekrar el sürmek. Bilgeyi öpüyorum kocaman, hayatın anlamı onun için hep mutluluk olsun inşallah.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fiamma ben de öyle düşünüyorum, dönem dönem oluyor böyle zamana bıraktım kendimi, nasıl olsa rahat duramam bir süre sonra:)) Bilge'ye öpücüğünü ilettim, amin diyorum hep mutlu olsun çocuklar.

      Sil
  2. Ben çok seviyorum bu çocuğu ya.

    YanıtlaSil
  3. Yine kolyeleri döktürmüşsün şeker. Kitap okuma konusunda tembel olmamak iyi bir meziyet. Öptüm sizi. (Seni, tarçını ve bilgeciği)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder