İyilik üzerine..


Dün Öğleden sonra Bilge'yi okuldan almaya gittim. Sınıfta çocukların ellerinde kocaman poşetler vardı. Sınıf on sekiz kişi olunca poşetler baya kalabalık duruyordu. Anladığım kadarıyla ihtiyacı olan çocuklara ayakkabı, çanta ve mont dağıtmışlar. Bunu da çocukların gözüne soka soka yapmışlar. Bizim kız da niye kendisine verilmedi diye çok bozulmuş. Eve gidene kadar suratını sallandırdı. Evde iyice abartıp "bu okuldan nefret ediyorum" diye bastı ağıdı. Anlattım, anlattım ama anlatamadığımı, küçücük kafasına "ihtiyacı olmak" kavramını sokamadığımı çaresizce fark ettim. Bunu anlayacak yaşta değil. Özellikle bu sene artık canıma tak etti. Herkeste yaptığı iyiliği bağıra bağıra ve göstere göstere tamamen kendi egolarını şişirmeye yönelik çabalar görüyorum. "Sağ elin verdiğini, sol elin bilmeyecek" sözü nereye gitti bilemiyorum. Bir de bunu muhasebeye döküyorlar. Ciddi ciddi iyilik envanteri tutuyorlar ve bekliyorlar iyiliklerinin karşılığını.Geçenlerde bir büyüğüm "aman sağlığınızın sadakasını verin" diyordu, bu bile çıkarcı geldi. 
Benim kitabımda bunun tek adı var samimiyetsizlik, başkada bir şey değil...

Yorumlar

  1. Yanıtlar
    1. değil mi ya Handancığım kızıyorum valla:))

      Sil
  2. Devir gösteriş devri ya!...
    Fekat ben o çoraplara bayıldım, güle güle giysin güzellik. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ekmekçim aynen dediğin gibi işleri güçleri gösteriş. Ben de bayılıyorum o çoraplara, üstelik ayağına büyük geliyor ve üç çeşit var birini bilem bana vermiyooooor:((

      Sil
  3. canım benim ne kadar haklısın.ama o ihtiyaç sahibi çocuklar içinde çok kırıcı bir tutum bu.neden ortalık yerde herkesin önünde yapılmalı ki bu yardımlar.kırmadan incitmeden olması gerekmez mi?allah akıl fikir versin bu türden insanlara.sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mihrimah evet işin bir de o kısmı var, diğer çocuklar nasıl hissetmiştir kim bilir. amin diyeyim ne diyeyim, benden de kocaman sevgiler

      Sil

Yorum Gönder