Haftayı bitirirken

Çok sızlandığım, kara kara düşündüğüm, bir şekilde çıkış yolu bulduğum bir hafta oldu. Bilge' nin "kulağım ağrıyor" bahanesiyle kendini okuldan aldırıp, bütün gün arkadaşlarıyla ofisin önünde oynamasını, gün biterken "iyiyim bak, turp gibiyim" demesini hoş gördüm. Bininci kez yatılı misafir ağırlamaktan nefret ettiğime karar verdim. Telefonda kibarlığımı tavana vurdurup, arızalı müşterilerle bile kavga etmedim.
Bir çok filmi yarım bıraktım. Ayla Kutlu' nun "Ateş Üstünde Yürümek" kitabını bitirdim, umduğumu bulamadım. Ardından kitaplığımda unutulmuş Yaşar Kemal' in "Yılanı Öldürseler"i bitirdim. Yine bir İnce Memed değildi, hep o umutla okuyorum (kızmayın bana)
Bütün hafta bu şarkıyı dinledim. Dün okul çıkışı Bilge'yle dolaşıp," İmza:Ben" i aldım, gelmesini bekleyemedim.Akşamı onunla doldurdum. Sonra uyuyamadım. Nette gezinirken Marquez' in öldüğünü okudum. İçim sızladı, ama Yüz Yıllık Yalnızlığı elime almaya cesaret edemedim.
Sabah erkenden Koca'yı şehir dışına uğurlayıp, Bilge'yi okula yürüyerek bıraktım. Dönüş yolunda yokuşta bana depar atan yaşlı amcayı görünce kendime okkalı bir küfür edip, Ankara' nın bağlarına değil, yokuşlarına türküler söylenmeli diye karar verdim.Bu arada dönüş yolunda kulağıma gelen kuş cıvıltılarını dinlerken, kuşların bu beton yığını şehirden vazgeçmemelerine şaşırdım Ay çok saçmaladım, ben kaçıyorum, iyi bakın kendinize...

Yorumlar

  1. Ah bilgecik yapmış yine yapacağını bu kız çok fena :) şimdi bende açtım dinlediğin şarkıyı...
    seviyorum sizi kendinize iyi bakın emi

    YanıtlaSil
  2. Fotoğrafa bayıldım:-)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder