Çok güzelsin...

Geçmişimde üç yıllık serada çalışma tecrübesi olsa da, ben evde bitki bakmaktan hep korkmuşumdur. Taa ki Ankara' ya  yerleşene kadar. Hele ki orkide falan hiç benlik değildi. Ben sanıyordum ki orkideler huysuz, nazlı çiçekler. Oysa alakası yokmuş, Haftada bir kez  saksı altına konulan bir kaç damla suyla yetinen, kocaman çiçeklerini esirgemeyen, naif bitkilermiş. Bayramda tatile giderken çiçeklerimi bıraktığım emanetçim, üzerinde dokuz çiçeği olan orkidem dahil tüm çiçeklerime yüzme öğrettiği için çok üzülmüştüm. Çoğunu kurtardım, ama minik orkidem çiçeklerini döktü. Bütün suyunu süzdüm, yapraklarını kurtardım, uzun süre su vermedim. Ekim ayında bir budama yapacağım tomurcuk gördüğüm gün bayramım olacak. Onun küçük dalındaki kocaman çiçekler beni çok mutlu ediyormuş.  Dayanamadım dün Bilge' yle fotoğraftaki orkideyi aldım. Eve getirdim, güzelce yerleştirdim. Umarım yerini sever.
Melida Tüzünoğlu' nun "Size Müthiş Bir Yemek Hazırladım" kitabını bitirdim, pek beğenmedim. İlginçti ama sevemedim, belki başka kitaplarını severim. Dili güzeldi çünkü. Kitapçıdan  Juli Zeh' in okumadığım iki kitabını alacaktım ama bulmadım onun yerine elimde Karın Tıdbeck' ın "Zeplin" kitabıyla çıktım. Kapakta Ursula  K. Le Guın' in yorumu dikkatimi çektiği için aldım. Kitabı da,  yazarı da hiç duymadım. Dün okumaya başladım, çok ilginç öyküler var içinde. Umarım öyle gider.
Summer In February filmini izledim. Fena değildi. Bu arda kendime 20 filmlik bir liste hazırladım, bu ay izlemek üzere. Bilge' nin kurs programını ayarladım. Cumartesi günleri önce keman ardından İngilizce kursuna devam edecek. İki kurs aynı sokakta olduğu için çok yorucu olmayacak diye düşünüyorum. Taekwondoya şimdilik devam etmeyi istiyor akşamları haftada üç gün. Yakında kuşak sınavı var, bakalım...
Okul açılacağı için çok heyecanlı ve okulu çok özlediğini söylüyor, bunları duymak beni çok sevindirdi:))
Çocuklarımız için her şeyin hayırlısı  olsun...

Yorumlar

Yorum Gönder