Yaşasın Pazartesi

Bu sabah okula gittik. Bilge baya toparlandı ve okulu çok özlediğini söyleyerek içeri girdi. Ben de doğruca kuaföre gittim. Uzama hızına hayret ettiğim saçlarıma, dip boyası yaptırdım. Sabah sabah "kuaför ortamı" bünyeye baş ağrısı olarak sıçradı. Neyse işim çabuk bitti de ofise geldim. Günlerdir ofise uğramadığım için biriken işlerime baktım. (hâlâ bakıyorum:))
Dün Bilge bayram hasılatını patlattı, çirkin kızların (monster high) yeni oyuncağı çıkmış, yarısı at yarısı çirkin kız, onu aldı. Aman nasıl mutlu oldu, akşama kadar onunla oynadı:))
"Kırmızı ve Siyah" ı bitirdim. Julien' e sinir oldum... kitap kulemden Kürşat Başar' ın "Kış İkindisinin Evinde" kitabını seçtim. Yazarın okuduğum ilk kitabı. Bitirmek üzereyim, kurgu nerede başladı nasıl gitti çok anlamadım ama cümleler çok güzel ve etkileyici.
Onun dışında bir sürü film izledim, çok güzelleri de var, beğenmediklerim de. Paylaşırım yakında:))
Hafta sonu bereketliydi, bir sürü kolye yaptım, iki tane mandala çizdim (basit çizimlerdi terapi gibi oldu,paylaşırım yakında:))), uzun süredir ilk kez Penguen Dergisi' ni kahkaha atarak okudum. Son yazılımını yüklediğimden beri donup duran telefonumla kavga ettim, falan filan...
Neyse güzel bir hafta dileyerek kaçıyorum, iyi bakın kendinize...

Yorumlar

  1. Benim kızımın da okulu özleyeceği günler gelecek mi acaba? Hala mızıklayarak gidiyor.
    Ben "Safiye" okuyorum. uzun zaman aradan sonra entrika dolu bir kitapla dönmem lazımdı.
    Bloğumun adresi aynı ama sen tek değilsin bloğuma ulaşamayan. ne yapmam gerektiğini bilemiyorum.

    YanıtlaSil
  2. Kırmızı ve Siyah'a üç kere başladım, aslında unutup da başladım, belli bir yerden sonra aklıma geldi başlayıp da bıraktığım. En sonunda kendi kendime unutma işte şu kitabı okuyamıyorsun diyerek olayı kapattım. Yıldızım barışmıyor bazı kitaplarla hiç:-)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder