Günaydın


Dün ofiste canım sıkıldı, Efes'i  İ.' ye emanet edip eve erken geldim. Çok uykusuzdum vurdum kafayı yattım bir saat kadar uyumuşum. Bilge gelince kalktım. Ortalığı toparladım, hazırlandım spor salonuna gittim. Çıkışta markete uğradım, eksikleri aldım. Eve döndüm, yemek hazırlıklarına başladım. İ. Efes' i eve  bıraktı, Bilge'yle tepiştiler. Yemekten sonra yine matematik çalıştık obeb/okek kusacağım. Erken uyumayayım diye evin içinde dolanıp durdum, buzdolabını temizledim. Stefan Zweıg' in Olağanüstü Bir Gece kitabına başladım. Sonunda makul bir saatte on gibi uyudum. 

Sabah Bilge okula giderken hava daha aydınlanmamış olmaya başladı. Buz gibi ve karanlık bir havada okula gitmek bence sinir bozucu ama allahtan o takılmıyor. İnsan havaya suya, güneşe kara yaşı ilerledikçe takılıyor galiba. Evden çıkarken güneş doğmuş, hava biraz kırılmıştı. Ofiste sabah tantanasını atlattıktan sonra, çayımı elime alıp bilgisayarın başına oturdum. Canım bu sabah eski Sezen Aksu şarkıları dinlemek istedi, biraz bloglarda gezerim, sonra iş güç...

Yorumlar

  1. İlk defa ben de bu sabah farkettim aynı karanlığı, daha gece zannettim sabah olmuş meğer... E yaşım da ilerlemiş demek ki ;-))

    YanıtlaSil

Yorum Gönder