Canım Cuma, Biricik Cumartesi

Cuma sabahtan Bilge' yi okula yolladım.Baktım Koca uyuyor ben de yarım kalan öykümü okumaya devam ettim.Bitince kahvaltı hazırlamak için kalktım.Bu arada Koca' da uyandı.Derken telefonum çaldı.Bilge' nin arkadaşı E.arıyordu.Korkarak açtım.E.acayip telaşlı bir sesle Bilge' nin oğlanlardan biriyle kavga ettiğini ve ciddi hırpalandığını ve okula gelirsem iyi olacağını söyledi, telefonu kapattı.Hemen Bilge' yi aradım.Ağlak bir sesle açtı telefonu.uzun uzun anlattı ama sesinin tonundan ben mevzunun kendi çözemeyeceği bir sey olmadığını anladım.Sınıf ögretmenini bulmasıni söyledim.Aradan biraz zaman geçti orada öğretmenlik yapan bir arkadaşım aradı.Gelmene gerek yok dedi.E.nin anlattıklarını anlatıp nasil göründügünü sordum, darbe almiş ama kalici hasar yok diye şakaya vurdu arkadaşım.Ofise geldim.Aradan iki saat geçti aradım ögle yemegine çıkartayım seni dedim, yok ben iyiyim sen sinemaya gitmeyecek miydin, oraya git merak etme dedi.  11.20 seansına yetiştim, aynı salonun aynı sırasındaki her zamanki yerime bilet aldım.Salon açılınca diğer haftalardan daha kalabalık bir seyirciyle izledik filmi. Kutsal Geyiğin Ölümü acayip bir filmdi. Gerçi yönetmenin tarzıyla ilgili önceden tuyo almıştım lakin hiç tahmin edememişim.İki saat sonra sersemlemiş bir kafayla sinemdan çıktım.
Hemen kahve içmeye gittim, kitabımı da okuyayım dedim ama mümkün olmadı.Yan masada anneanne, teyze ve torun olduklarını düşündüğüm üç kabarık saçlı geveze kadın yüzünden kahvem bile tatsız geldi. Bari biraz yürüyüp adım sayımı tamamlayım dedim.Hava da nasıl güzel.Önce Dost' a ardından Yky yayınlarına uğradım. Sonra yola vurdum kendimi. Ağaçların asırlık gövdeleri, gökyüzüne doğru uzanan dalları, dallarında ışıkla fingirdeyen yapraklar.Işığın her yaprakta bıraktığı ayrı bir iz derken hafifçe esen rüzgarla başımdan aşağı düşen doğal konfetiler. Yakında en edepsiz hallerine bürünecek ağaçları uzun uzun seyrettim, içim ısındı, kendimi  iyi hissettim.Bilge' nin dersi bitti, onu alıp yemeğe götürdüm.Çıkışta bindiğimiz taksinin şoförü Bilge' yle sohbetimizi bir süre dinledikten sonra yolun yarısında nasıl bir gelecek bekliyor bu çocukları dedi, konuştuk, konuştuk ve tabi ülkeyi kurtaramadık.Ben inerken  hayırlı işler diledim, o iyi günler diledi. Akşam yan gelip dizi seyretmekle geçti.Sabah yine erkenden zıpladım, kitabımı bitirdim. Kahvaltının ardından Efes' le uzunca bir yürüyüş yaptık.Eve dönünce Bilge' yle hazırlanıp piyano dersine gittik. O derse girdi, ben yine parka gittim.Ursula'mın Sürgün Gezegeni kitabına başladım. Hava geçen haftaki kadar sıcak değildi.Bu sefer uyuya kalmadım.Etrafta güvercinler dolanıyordu.Yanıma bir sokak köpeği yanaştı, onu sevdim biraz.Ders bitince Bilge' yle dolaştık, yorulunca eve geldik. Film filan izleriz diyoruz.Bakalım artık...

Yorumlar

  1. Merhaba bende Ankarada yasıyorum kızınızla yaşıt kızım var .piyano kursu için nereye gidiyor.Öğretmeninden memnunmusunuz .Bilgi verirseniz cok sevinirim .İyi gunler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Kızılay' da Ak-sak Sanat Merkezinde Özgür Hoca dan ders alıyoruz. Özveren Sokakta.Cumartesileri 12-13 arası iz oradayiz.Özgür Hoca bir tanedir.Bilge bir yıl şan dersi aldı, sonrasında piyanoya geçtiler.Gönül rahayltlığıyla tavsiye ederim.

      Sil

Yorum Gönder