Yazık...


Doğanın cömertliği, insanın nankörlüğüne rağmen şaşırtıcı değil mi? Beton yığınlarının arasında üç beş ağaç şehre renklerini dağıtıyor.Dallarında kuşlar, seslerini bastıran trafiğe rağmen inatla ötmeye devam ediyorlar. Şehrin ışıkları yüzünden geceleri yıldıza hasret olsa da şehir insanı, özellikle baharda tüy gibi bulutları görüp, gülümseyebiliyor. Her sokağın, her mahallenin, kedisi köpeği var. Sıcakta, soğukta ne yaptıklarını, ne yediklerini içtiklerini, nereye sığındıklarını önemsemediğimiz. Her zaman söylüyorum hayvanları sahiplenmek zorunda değilsiniz, korkabilirsiniz de bunu anlayabilirim. Lakin nefret etmek, zarar vermek, sokağa atmak, belediye kanalıyla toplatmak, şikayet etmek...yazık gerçekten çok yazık, çok üzücü...

Yorumlar

  1. Biz halen kaçan kedimizi beklerken, üstelik kızımın hergün dışarıya mama ve su koyduğunu izlerken,bunları okumak içimi titretti...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ay kıyamam, çocuklar ne güzeller değil mi?

      Sil
  2. O kadar haklısın ki. En azından evimizin etrafındakilere bakmaya
    çalışıyoruz mahalleli olarak. sizin köpeğinizle olan
    ilişkinizi gördükçe zaten nasıl içim gidiyor,keşke benim de bir köpeğim olsa
    diyorum ama bunu başarabilirmiyim daha emin değilim.
    bakımı zor gerçekten, hele hastalanınca insan çok
    üzülüyor. bizim bahçede baktığımız sokak köpeğimiz öldü
    biliyorsun geçen yaz.3 ayda nasıl bağlanmışız
    öyle çok üzüldük ki anlatamam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha önce mutlaka bahsetmiştim Efes sahiplendiğimiz ikinci köpek. İkisi de evsiz kaldıkları için sahiplendik. Oturup hiç düşünmedik sahiplenelim mi diye. Şu anki hissiyatını çok iyi anlıyorum gerçekten çok büyük bir sorumluluk ama çaresiz olduğunu bildiğin bir canı kapında görünce hissiyatın değişiyor, bence zamanı gelince emin olacaksın, sevgiler...

      Sil
  3. Sanki dünya sadece bizim için var olmuş gibi... Çok üzücü hem de...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nasıl bir bencilliktir değil mi, insanın aklı almıyor...

      Sil

Yorum Gönder