Yaşasın Cuma


Gece hiç uyuyamadım.Sabaha karşı biraz uykuyu yakalamıştım, alarm sesiyle yataktan fırladım. Bilge uyanmış salonda Efes' le oynuyordu. Kahvaltı niyetine gevreğini kaşıklayıp, kayadan hallice okul çantasını sırtlandı. Servise bindi, bakmayacağını bildiğim halde arkasından el salladım. Eve dönerken sabah ezanı okunuyordu. Hava hala karanlık, sinir bozucu hakkaten çok sinir bozucu. Eve gelip yatağa yapıştım. Koca biz gidiyoruz derken gözümün biri açık el salladım. El sallayarak kaç kalori harcanıyor acep. Bir süre sonra uyandım, etrafı toparladım.İki bölüm dizi izledim. Sabah ritüeli telefon görüşmelerimi yaptım.Ofisi aradım gelmeyeceğimi söyledim, Efes' i sordum ödül kemiği kemiriyormuş ne güzel Koca' yı aradım akşam Bilge' yle sinemaya gideceğimizi haber verdim. Üzerimi değiştirip durağa yürüdüm. Hem bozuk para hem otobüs kartımı hazırladım. Yalnız ben bu kartı edindiğimden beri hiç kartlı otobüse denk gelmedim neyse otobüse binip paramı uzatıp nafile biet bekledikten sonra hangi akla hizmetle karşılıklı kondurduklarını bilemediğim koltuklara baktim.Bir an doğru yön neresiydi diye düşündüm.Şoförün kelini görünce hatırladım. Oturdum,karşıma anneannesinin kucağında en fazla üç yaşinda olduğunu düşündüğüm oğlan çocuğu oturdu. Bir ara oğlan bana abla dedi, pek sevindim teyze filan demedi diye. Gülümseyip ne tatlısın dedim, anneanne suratıma bakti, yanlış bir şey mi söyledim diye şaşırdım gülümseyerek maşallah dedim, kadın yine bir şey söylemeden suratını cama çevirdi. Kendime küfür ettim al sana abla salak dedim bu arada midemdekilerin yukarıya doğru hareket ettiğini fark edip Tunalı' da otobüsten indim.Aniden bugün için kendime 20 bin adım hedefi koydum. Yol üstundeki kitapçıya uğradım, sonra dışarida oturup simit kahve söyledim. Kafedekilerin güneş gören tarafa konuşlandıklarını burnumun direği sızlayınca fark ettim. Hemen yiyip içip kalktım. Gölgelerden sakınıp güneşli kaldırımlardan yürüdüm.Bir sürü forograf çektim. Kırmızı burnumla her zamanki kafeme geldim, daha önce hiç oturmadığım bir köşede boş yer buldum.Otoparka bakıyor,otopark olduğunu da yeni fark ettim.Arabaların fren lambalarını izledim, içeri girebilme ihtimalini hiç aklıma getirmedim.Bu arada 10 bin adım anca atabilmişim. Çok üşüdüğüm ve bugünkü kahve hakkımı doldurduğum için portakal suyu içtim. Anne pogacası diye hiç bir annenin çocuğuna yapamayacağı korkunçlukta bir şey yedim niye yedim ki. Kitabım önümdeydi ama okuyamadı.Yan masada gençler ödev sunumu hazırlıyorlarmış üstelik ingilizce, üstelik ben bile anlayabildiğime göre iyi not alamayacaklar bence😂Ben mi ne yapıyorum telefonumdan blog yazmaya çalışıyor, dışarıdan telefon manyağı ergen izlenimi uyandırıyorum😔Biraz daha ısınayım atacağım kendimi dışarı, yaşasın cuma... buraya kadar okuyanları vallahi öperim 😘😘😘

Yorumlar

  1. Okudum tabi ki :))) Ve bolca da gülümsedim..
    Mutlu bir hafta sonu diliyorum Sevdacım sana ve Bilge'ye ♥

    YanıtlaSil
  2. Ne sunumlar hazırlamıştık üniversitedeyken. :) Dün de Ali eve getirdiği işi son dakikaya bırakmış, bana yalvarıyordu nolur sen hazırlar mısın şu sunumu diye. :D

    YanıtlaSil

Yorum Gönder