Sevgili Çarşamba


Güneşli bir sabaha uyandık, tabi  güneş sonra doğdu, yani güneş var demek istiyorum. Aslında kış güneşi ne güzel ama bu sene kış gibi bir kış yaşamadığımız için kaygı verici. Bugünün kaygı verici düşüncesi de bu olsun. Bilge yataktan sürünerek kalktı, hatta bir ara bugün seçmeli dersler var, gitmeyeyim bile dedi. Çünkü bir çok arkadaşı gitmiyor. Ben de yine aynı terane okul kafana göre gitmeyeceğin bir yer değil, hadi astın okulu iyi bir şey yapmak için as, zaten baharda daha güzel olur okulu asmak... kalk hadi dedim. Söylene söylene kalktı. O kadar yavaştı ki, bir ara kahvaltı masasında o yavaşın da ötesinde  kahvaltısını yaparken, Koca onun saçlarını taradı. Paketledik gönderdik.
Koca sürekli bugün çok işim var erken gitmemiz gerek diye o kadar acele ettirdi ki, ancak kahvaltı edecek vakit kaldı. Bulaşıkları lavabonun içine tıkaladım, yatağın örtüsünü bile örtemedim. Eğer bugün ölürsem kadın en azından çabalamış desinler lütfen.

 Efes' in içinden de son zamanlarda bir lama çıktı. Mama kabından bir mama yemesi var, tüm koridor mama taneciği dolu. Gerçek et parçalı mamasını ağız dolusu alıp, etleri yedikten sonra diğerlerini etrafa tükürüyor:)) ben biliyorum ona yapacağımı...

Eve erken gitsem iyi olur.

Hasan Ali Toptaş' ın Heba kitabına akşam başladım. Daha hızlı okurum sanıyordum ama yavaş ilerleyecek  gibi.

Kızkardeş' e mart challange mızı yolladım. Yüreğine indi:)) maddeleri belirleme sırası bendeydi:)) yazarım bir ara detayları...

Dün Darkest Hour filmini izlemeye başladım. 6 Dalda Oscar adaylığı filan ama çok sıkıldım yarıda bıraktım, belki gerisini bugün izlerim.

Spor salonunda ilk yarım saat eliptik yapıyorum. Eliptik bisiklet camın önünde. Dışarısını çok net görüyor. Yarım saat boyunca yoldan geçen arabaları sayıyorum, ig.' de hikayelere bakıyorum, internet takılıyor, gözüm aletin ekranına yöneliyor, dakikaları sayıyorum böyle yaptıkça ayaklarım ağırlaşıyor. Dün aklıma geldi, Netflix' ten Garce&Frankie' nin bir bölümünü telefonuma  kaydettim ve eliptik yaparken  izledim. Yarım saat nasıl geçti anlamadım. Pek güzel oldu.

Bir de dün yolda ateş dikenine benzeyen meyveleri olan ama dikenleri olmayan bir ağaçtan iki dal çalıp, vazoya koydum. Ağacın adınına bir bakayım bugün:))

Sabah kitaplığımda mimariyle ilgili ciltli bir kitap buldum. Le Corbusier' in yapıtlarıyla ilgili, Görsel Kayıt diye bir kitap. Yeni mimargerçi beş sene olmuştur belki daha fazla kuzenime yazdım, sana hibe edebilirim diye. İstemem diye yazdı. Uyanmamış olabilir misin  diye yazdım. Dayanamadı beni aradı. Le Corbusier' i sevmediğini, adamın herkesi aynı boyda zannettiğini söyledi. Merak ettim biraz araştıracağım bu konuyu:))

Gene çenem düştü, kaçtım ben...


Yorumlar

  1. Mart çelıncını çok merak ettim :)

    Efes yandı bence :))) Yemek seçmek neymiş görecek gibi geldi bana, sanki yani :))

    Darkest Hour'u ben de izledim. Sıkılmadım ama çok sevdiğimi de söyleyemem. Fakat Gary Oldman nasıl değişmiş yalnız, ve iyi de rol yapmış. Onu izlerken filmi tamamladım zaten. Ağzından tükürükler saça saça konuşmasına hasta oldum :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şebocum çok güzel çelinc hazırladım görünce anlayacaksın
      Efes yemek seçenekten çok saçarak yiyor ben de mamasını saatli vereceğim artık ortalıkta mamayı zor bulur. Filme devam eder miyim pek emin değilim😂

      Sil
  2. Darkest Hour'da aman yarabbi ne konuşuyolar! Yav bi tane boş sahne geçsin de sağ loptan sol loba geçelim, yoook... :)) ama güzel film.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder