Dün


Dün hava yağdı,önce usul usul, sonra çıldırdı, gök gürledi, şimşekler çaktı. Bugün de yağacak gibi duruyor. Dün azıcık erken döndüm eve. Evi sil süpür derken Bilge okuldan geldi. Yemek hazırlıklarına başlamıştım, biraz daha hızlandım. Bir makine de çamaşır yıkandı, asıldı, Bilge' yle ders çalışıldı sabır taşını çatlatma raddesine gelindi derken  Koca geldi. Hemen yemek yedik ve çıktık. Bilge evde kaldı. Efes akşam gezmesine çıkmamıştı, Beni Meb Şüra Salonu' na bıraktılar. Yağmur hafiflemişti. Islak bahçede dolaştım bir süre, arkadaşım geldi. Salona girdik. Bu sefer yerlerimiz iyi görünüyordu. Salon yine kalabalık, ne güzel diyerek pek çok insan gibi miyop gözlüklerimizi çıkartıp oyunun başlamasını bekledik. Oyun Aşk Halleri  Zuhal Olcay ve Burak Sergen oynuyor. Tabi ki Zuhal Olcay ismini duyunca hemen almıştık biletleri. Yedi Tepe İstanbul hâlâ gönlümüzdeydi, onca yıl geçmesine rağmen. Oyun başladı, Burak Sergen davudi sesiyle sahnede devleşirken Zuhal Olcay' ı duyabilmek için neredeyse yarasalar gibi olduk. Bir ara  yan koltuktaki kadınla göz göze geldik sizde mi duyamıyorsunuz dedi. ben de duyamadığımı söyledim. Zuhal Olcay' ın elindeki bardağın içindeki buzun sesini duyabildim ama onun repliklerinin çoğunu duyamadım. Birinci perde bitti ve pek çok insan gitti.  Keşke evde oturup Ufak Tefek Cinayetler' i izleseydik diyenden tutun da kendime eziyet edemeyeceğim diyene insanların büyük bir kısmı salonu terk etti. Biz sonuna kadar izledik. Oyun devam ederken gidenler de oldu, çok üzüldüm. Burak Sergen için hiç lafım yok, çok başarılıydı.Lakin Zuhal Olcay' ın  umarım kötü bir gününe denk gelmişizdir, konduramıyorum gerçekten, çok fenaydı...
Çıkışta bindiğim taksi şoförü abla oyun bir saat önce bitmemiş miydi, bir sürü kişi çıktı dedi. Durumu anlatınca hemen durağını aradı, haber verdi. Biraz hava alayım diye üst caddede indim. Yağmur durmuş, ama kokusu kalmıştı havada.Yavaş adımlarla eve geldim. Sabah başladığım Ayfer Tunç' un Aşıklar Delidir Ya da Yazı Tura kitabından elli sayfa kadar okuyup uyumuşum. Sabah alarmdan bir dakika önce uyanmışım, sabah okuması yapamadım.
Bilge Türkçe öğretmeninden hiç hoşlanmıyor ve direk notuna yansıyor bu durum.  Yanıma soru bankasını filan aldım, biraz hazırlık yaptım, zarflar edatlar çalışalım akşama. Spora da gitmeli. Yemekte yok ama bizimkiler ton balıklı makarna istediler, yırttım yani.
Kitabı da çok merak ediyorum, eve gitmeden biraz okumalı, bir de sabah kitaplığın tozunu alırken Emile Zola' nın 1971 basımı Bir Aşk Hikayesi ni buldum, attım çantama bir iki sayfa okurum belki. Sahaftan aldım sanırım eski eski kokuyor.
Leylak Dalım' ın tavsiyesiyle Savaş Zamanları dizisine başladım. Telefona kaydedip yarısını sporda izleyeyim, yarısını da yatmadan izlerim:))

Sabah ofise birileri geldi, ne fenayım biran evvel gitsinler diye uğraştım durdum:)) Zaman kaybı yemin ederim, neyse kaçtım ben, iyi bakın kendinize...

Yorumlar

  1. Zuhal Olcay'a bayılırım, bu oyunu da gördüğümde çok merak ettim, bir de Burak Sergen var tabi. Lakin üzüldüm böyle oyundan çıkanlara :(.

    Ayfer Tunç'u da okumalı bir ara :).

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Öneri Makinesi Ayfer Tunç' un kitabı çok güzel aşırı tavsiyemdir, insanların arada gitmelerine çok sıcak bakmıyorum, çok kötü olmadıkça bırakıp gidilmemeli ama oyun esnasında çıkmanın bahanesi yok bence, sevgiler

      Sil
  2. Benzer bir şey Ferhan Şensoy'un oyununda denk gelmişti. Ben de hala o gün öyle olmuş olsun diye umut ediyorum. :/

    YanıtlaSil
  3. Muhtemelen sahne ile alakalı bir sıkıntı olabilir diye düşünüyor insan konu Zuhal OLCAY olunca.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı sahnede caz konseri de dinledim akustiği çok iyi bence ama dediğiniz olasılık benim de aklıma geldi lakin sahne arkası dediğimiz bir ekip var ve provalar var yani olmalı bu kadar bariz bir durumu nasıl eş geçerler bilemiyorum.Üstelik aynı sahnede Burak Sergen gerçekten devleşti bilemiyorum umarım sahneden kaynaklanmıştır

      Sil

Yorum Gönder