Ve Cuma


Günler hızla geçiyor, hafta sonu yine geldi. Bugün ofisteyim, işlerim çok. Hava da soğuk, dün bir acayipti, güneş çıktı, kar yağdı , ardından yağmura çevirdi. Hiç böyle garip bir kış görmemiştim. Dün biraz erken gittim eve bir saat kadar uyumuşum. Bilge' nin gelmesine yakın uyandım. Hemen çorba yapmaya giriştim, fasulyede vardı. Sabahtan bulaşık makinesini doldurmuştum, ne iyi etmişim diye çalıştırdım. Bilge geldi, Efes'le tepiştiler. Onları evde bırakıp spora gittim. Bir saat kadar çalıştım, omzumdaki ve sırtımdaki ağrılar geçti al sana mutluluk sebebi:)) Eve geldim, duştan sonra Bilge' yle yemek yedik. Baktım Koca gecikecek Efes' i ben çıkarttım. Parkta mahallenin köpek sürüsüyle karşılaştık. Baktım hır gür başlıyor, Efes arkama geçmiş, sert bir ses tonuyla köpeklere doğru bağırınca gittiler. Tabi bizim hıyarda bundan cesaret alıp atıl kurt havasına büründü. Ona da kızdım, adam gibi yürü dedim.evet köpeğe dedim bunu. Aklınızda olsun bu köpek arkadaşlar iyiler hoşlar ama korktuğunuzu anlarlarsa size etmediklerini bırakmıyorlar daha çok korkutmak için. Neyse eve geldiğimizde ikimizde bir köşeye bayıldık. Bilge piyano çaldı, güya kitap okudu derken, içim geçmiş. Kalktım erkenden yattım. Gece bir ara uyandım, sonra tekrar yatıp beş gibi uykumu almış ve dinlenmiş kalktım. Geçen haftaki kitap alışverişimde Annelies Verbeke ' nin Uyku kitabını almıştım. Ona başladım. Ayrıntı yayınlarından çıkmış. Yayın evinin yeraltı edebiyatı dizisi varmış. Bu kitapta o diziye ait, diğer kitaplara da bakıp, okuma listeme eklemeyi düşünüyorum. Geçenlerde Ferit Edgü' nün Leş kitabını almıştım. Dokuz öykü var içinde. İlk öyküsünü Do Sesi ni okudum. Kitap oldukça kalın tüm öyküleri bu ay okuyabilir miyim bilemiyorum ama bakacağım bakalım.
Bilge' yi sürükleyerek kaldırdım. kahvaltı sırasında okul gıybeti yaptık. ergen olmak ne salakça bir şey. Bu ara püskürmeye hazır yanardağ gibi sürekli offf, pufff...  neyse, bindi servise.

Bende eve geldim, bir bölüm Grimm izledim.Pek güzel oldu sabah sabah canavarlar filan:)) Kahvaltının ardından ofise geldik, işleri toparladım, Roman Kahramanları Dergisinde Aziz Nesin incelemesi vardı. Hülya Soyşekerci'nin Aziz Nesin' in Surnamesi' nde "İnsanın Özü" Meselesi yazısını altını çize çize okudum.

Salı günü için bir arkadaşımla Aşk Halleri oyununa gideceğiz. Zuhal Olcay ve Burak Sergen oynuyor. Heyecanla bekliyorum.

Bu arada çarşamba günü ilk  seramik dersine katıldık. Çok keyifliydi, bu ara boş kaldıkça bu konuyla ilgili paylaşımlara bakıyorum.

Çok parça parça yazdım yazıyı, yazarken bölündüm neyse olduğu kadar, iyi bir hafta sonu olsun....

Yorumlar

  1. Netflix'de Savaş Zamanları diye bir diziye başladım, süper süper, tavsiye ederim.
    Bira arkadaşı ne ayol, bence bir arkadaşınla git tiyatroya, hahahaha :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay yanlış yazmışım 🙈hiç bira icmisligimiz de yok😂

      Sil

Yorum Gönder