Şaşırtmalı Bir Yazı...



Salı günü Bilge okula gitmedi, evdeydik. Akşam üzeri hem yürüyüş yapayım hem de filtre kahvem bitmiş onu alayım diye çıktım. Hadi buraya kadar gelmişken markete de uğrayayım derken elimi kolumu doldurup yola çıktığımda yağmur yağmaya başladı. Vay arkadaş evden çıkarken hava ne güzeldi, sanki bir yağmur bulutu beni takip ediyor. Şemsiyem de yok, neyse yürümeye başladım, yağmurda usul usul yağdı iyi ki rimel sürmemişim dedim kendime:))

Bünyemi şaşırtayım diye şoklu moklu bir diyet yapmaya başladım. Çok su içiyorum, affedersiniz  tuvaletten çıkamıyorum üç litre su nasıl on litre olarak geri çıkıyor şaşırıyorum bünyem de şaşırıyordur sanırım...

Dün Bilge' yi zor ikna edip okula postaladım. Kahvaltıda 60 gr peynirin ne çok olduğuna hem şaşırıp hem sevindim, seramik dersine gitmeden kendime bir küçük termos kahve ve bir termosta çorba hazırladım. İki küçük yoğurtta attım çantama öğle yemeği için.

Önce ofise uğradım, ardından Kale' ye gittim. Handa dükkanlarını yeni açanları izleyerek bir çay içtim. Sevgi Soysal' ın Şafak kitabına başladım. Yirmi sayfa falan okumuştum ki bizimkiler geldi.
Atölyeye çıktık, ikişer tabak yaptık, aslında bir de peynir tabağı yapacaktım ama iki defa açtım çamuru baktım istediğim gibi olmuyor zorlamadım, bıraktım. Kahvemi içtim, öğlen çorbamı ve yoğurtlarımı yedim,ders sonunda limonlu çayımı da içip, dolmuş durağına yöneldim. Bu dolmuşla oradan üçüncü kez gelişim olacak. İlkinde bindiğim dolmuşla, ikincinin tabelaları aynı diye düşünmüştüm ama gittikleri yol birbirinden çok farklı. Biri eve çok yakın bir yerden geçiyor, diğeri azıcık daha uzağından. Dün bindiğim dolmuş az uzaktan geçenden. Kesin tabelalarda benim kaçırdığım bir ayrıntı var. Neyse bindim dolmuşa, cam kenarında tekli koltuğa yerleştim oh mis gibi derken yavaştan sıkıştığımı hissetmeye başladım. Yolda tangur tungur giderken unuttum ve geçti sandım. İnince geçmediğini anladım. Hızlı hızlı yürümeye başladım, yine benim yağmur bulutu tepeme geldi ha ha şemsiyem var bu sefer diye sevinirken kız kardeşi aradım. Çok sıkıştım bir  şeyler anlat da eve kadar belki unuturum dedim. Bu arada kafelerin olduğu caddeyi çoktan geride bıraktım. Kız kardeş de sağ olsun  abla mesane dolmaya başladığı zaman ilk sinyali veriyormuş ( dolmuştaki ilk sinyaldi) sonra ikinciyi ve tamamen dolunca kaçtı kaçacak oluyormuşsun diye saçma sapan konuşmaya başladı. kapat dedim daha fena oluyorum. Bu kadar hızlı koşabildiğimi bilmiyordum, iyi ki spor yapıyorum dedim kendime. Kazasız belasız eve ve tabi ki tuvalete ulaştım:)) niye şimdi bu mevzuyu yazıyorum derseniz sağlıklı yaşamak için su içmek gerek diyorlar ya sağlıklı yaşayan insanlar bu su /tuvalet dengesini nasıl ayarlıyorlar bilen var mı?
Bünyem şaşırdı mı? sanki şaşırdı biraz...

Ferhan Şensoy' un kitabı bitmek üzere,çok keyifliydi. Aşırı tavsiyemdir, devamı da varmış ben de onu listeme ekledim.

Bilge ilk defa gece yarısına kadar uyumayıp elindeki kitabı bitirdi, çok sevindim...

Efes yine kargocunun peşine düştü...adamı kurtardık ama ben dağıldım daha fazla saçmalamadan iyi bakın kendinize diyeyim...




Yorumlar

  1. Kahve idrarı çoğaltır ve daha fazla tuvalete gitme isteği uyandırır diye okumuştum bir yerlerde. Bir de eskisine göre daha fazla su içince🙃 bünye şaşırıyor sanırım 😮

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Berlin Berlin haklısınız umarım bir süre sonra düzene girer

      Sil
  2. hahahaaa :)
    Sen kardeşini her anlattığında nedense hep kardeşim geliyor aklıma. Munzurlukta ikisi de son noktada sanırım :)))
    Sevgiyle ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şebocum bizim modellerde kardeşler böyle sanırım iyi ki varlar bu arada

      Sil
  3. Havalar ısınınca biraz azalabilir çünkü malum terlemeye başlayınca suyu ister istemez atıyoruz bünyeden

    YanıtlaSil

Yorum Gönder