20 Mayıs

Bilge için özgürlük zamanı olan çarşamba, önce market, sonra kitap alma günüydü.

Ofise gittik, ben işlerimi toparladım. Bilge' yle marketten alınacakları hallettik. Ufak tefek eksikler kaldı. Öğleye doğru Kızılay' a geçtik. Dost' a uğradık. Bilge istediği kitabı buldu, bir kaç kitap daha aldı. Ben de indirim reyonundan Daniel Pennac' ın Silahlı Peri'siyle, Jonathan D.Spence' in Wang Hatunun Ölümü kitaplarını aldım.

Yeni çıkanlara baktım, dergileri karıştırdım.
Kolej' e kadar yürüdük. Orada yine bir markete uğradık, iki saksı fesleğen daha aldık. Havayla maskenin iş birliği sonucu bayılma kıvamında ofise döndük. İki aydan uzun süredir dışarıdan yemek yememiştik. Bizimkiler pizza söyledi, psikolojik olarak mıdır bilemedim bir dilim pizza beni nasıl rahatsız etti anlatamam.

En son manavı da ziyaret edip, eve döndük. Alınanları yerleştir, yemek hazırlıkları, kapı pencere açık olduğu için ortalıkta fink atan tozları ıslah etme derken akşam oldu. Aklım da bu arada Üvey Kardeş' te. Ara ara olsa da yine iyi okudum. Koca Efes' i bahçeye götürmüştü. Ben parka geçtim, köpüşlerin tasmalarına lavanta yağı damlattık. Biraz da göz damlası götürmüştüm. Waffel' la Elsa' nın gözleri akıyor, onları sildim.  Tabi lavanta yağının ağır kokusu ve ortalığın poleni beni baya bir hapşurttu. Bizimkiler dönüşte yanıma uğradılar. Efes biraz da parkta gezdi. Eve dönünce ilaç alıp yattım.
Anihistamiğin dayanılmaz kafa yapıcılığıyla sabaha kadar uyumuşum...

Yorumlar