Günün bıraktıkları...


Bizim kuzulardan yeni yıl kartları geldi. Bu sene birinci sınıfa başladılar. Yukarıdaki kıvama geldiler ama detayları ne siz sorun, ne ben söyleyeyim (annelerini ararken ellerim titriyor:)) Uzaktan eğitim acayip bir şey, neyse bu konudan hemen uzaklaşıyorum. Ofisteki panoya astık gelip gidip bakıyorum, gülümsüyorum, zaman ne çabuk geçiyor...

Dün Bilge'yle bir iş için Tunalı' ya gitmemiz gerekiyordu, işimiz bittiğinde usul usul yağmur yağıyordu. Bilge azıcık yürüyelim dedi. Yağmur hızlandı, biz yavaşladık. Kapalı işletmeler, maskeli yüzlerin kapatmadığı gözler...Off daraldım...umudu nereden bulup çıkartmalı bilemedim...

Koca Efes' in aşılarını yaptırıp bizi aldı. Off  her şeyin fiyatı ne kadar artmış konuşması... Acele hazırlanmış akşam yemeğinin ardından biraz kitap okudum. Yoga dersini sallasam mı dedim, sonra vazgeçtim. Bir süredir kalabalık olan derste hocayla birlikte üç kişiydik. Diğerleri kendilerini ikna edemediler demek ki diye aklımdan geçirdim. Ders başladı, akışlarla ve zor duruşlarla dolu bir dersti. Her ders sonunda bu zorlanmalar baba bir duruşa götürüyor sizi. Terden sırılsıklam olmuş vaziyette yapabileceğimi hiç düşünmeden hocanın yönlendirmeleriyle duvarsız (duvar önüne geçmeden) baş duruşu yaptım. Yaptığıma inanamadım. Benim gibi merdiven inmekten dahi tırsan bir insan için inanılmaz bir duyguydu. Üç yıl evvel ilk yoga dersine gittiğimde benimle birlikte başlayanlar hocaya hemen  ne zaman baş duruşu yapabiliriz diye sorduğunda, ben çekinerek yapmasak da  olur değil mi diye sormuştum:)) Yıllarca kavgalı olduğum bedenime teşekkür ettim. Sahiden iyi geldi. Hoş bir yorgunlukla uyuya kalmışım:))




 

Yorumlar