DOĞUM GÜNÜ DAVETİYELERİ

Dün sonunda bitirdim kartları. Ne çok uğraştım ama, karar verdim ben böyle çok adetli işlerin adamı değilim:)) Aklıma yıllar evvel dersaneye giderken, yarım gün bir matbaada çalıştığım ve bir keresinde 1000 tane takvimden yanlış basılan i harfinin noktasını daksille kapattığım geldi:))) Sabah davetiyeleri kreşe verdik, çocuklara dağıtsınlar diye. Kreş sahibi de,
öğretmeni de baya övgü dolu sözler söylediler. Asıl Bilge bitmiş hallerini görünce bayıldı. İçlerini açıp uyduruktan davetiye sözleri okudu, çok yaratıcı benim bu kızım. Yeni bir kolye yapayım diye düşünürken, elim yeşil kum boncuklara gitti sürekli, başladım birşeyler, bahar gibi bir kolye olacak sanırım...Malumunuz ben küçük yerde büyümüş biri olarak, Ankara bana fazlasıyla kocaman geliyor. Bir de kaybolma hikayelerim var tabi:)) Allah' tan "google map" var, yeni bir yere gideceksek mutlaka ordan bakıyoruz ve çoğu zaman da yazıcıdan çıktı alıyoruz. Yani biz bu zamanda elinde haritası, bir nevi kaşifleriz:)) Tüm tek yönlere, otoban kültürüne ve feci trafiğe rağmen öğreniyoruz. Cumartesi hava güzel olursa Bilge' yle güzel şeyler yapmayı planlıyoruz. Bu yüzden ben hazırlık olarak şimdiden yol haritalarımızı hazırlıyorum. Bir de Ulus' ta bir baloncu bulmam lazım, bu işi kocaya sallamayı düşünüyorum ama malum çok unutkan. Şimdiden söylersem, anca 15'ine yetiştirir. Dün masaüstü bilgisayarımda sonradan eklediğimiz harddiski bir türlü bulamadım. Kesin beslemesi falan yandı diye düşünürken, evde de yeni yaptırdığım diz üstü bilgisayar arızalandı, ekran karardı açamadım bir daha ve ben kendimden şüpheye düştüm "ne oluyor, arıza mı saçıyorum acaba?" diye. Neyse ki sabah masa üstü bilgisayarımdaki sorun yok olmuştu, diz üstünü de tamir eden yere bıraktım. Pazar günü kocaya söylene söylene sokak çiçekçisinden (dükkanı yok, özellikle tercihim) "arpa çiçekleri almıştım. Yeni tomurcuklu, bu sabah mis gibi kokuları geldi burnuma. Annemin bahçesinde önce nergizler, ardındanda arpa çiçekleri açar, çok özledim:( Hafta sonu balkon saksılarıma biraz soğan dikeceğim. Artık onları koklarız, menekşe zamanına kadar:) Okuduğum kitap yavaş ilerliyor (Yüzyıllık Yalnızlık) akşamları biraz örgüye ağırlık verdim "paketim" için. Gerçi bir kaç gündür tembellikten hiçbir şey yapmıyorum. Ama bir kitap elimde bir haftayı geçirirse beni çok rahatsız ediyor. Ne sinir bir şey, "rahat olsana be kadın, ne zaman biterse bitsin" diyorum kendime ama nafile. Tanıdık bir şarkı çalıyor radyoda "You've got a way" hemen listeme koyuyorum, kızıma dinletmek üzere:)))
P.s: Zaten listemde varmış şarkı, yeni fark ettim:)))

Yorumlar