Bugün Bilge' nin doğum günü, on altı yaşına bastı. Yazarken, söylerken bile zamanın hızına şaşırmadan edemiyorum. Akşam çaktırmadan fotoğraf çekeyim dedim günün özeline istinaden, kıyamet koptu... Ben de teee Hollanda' dan teyzemin hafta sonu yollayıp "şu güzelliğe bakar mısın" dediği fotoğrafı koydum:))
Ergen Bilge çokça sinir bozucu olsa da, bir o kadar da büyüleyici... Onu izlemek endişelerimden sıyrıldığım zamanlarda çok keyifli. Okul başında geleceğe dair tüm planlarını değiştirip mimar olmaya karar verdi. Ben güzel sanatlar okuyacak diye çok rahatken, bunun ona yetmeyeceğini söyledi. İstediği bölümün puanını görünce, deli gibi abartısız gece gündüz yüreğimi ağzıma getirerek ders çalıştı. Veli toplantısında tüm öğretmenleri övgüyle bahsettiler.
Ebeveyn olmak çok acayip bir duygu. Bilge çok sakin bir bebekti, uykusuz kaldığımız gece sayısı bir elin parmaklarını geçmedi. Komik ve eğlenceli bir çocuktu. Sevdiği her şeyi keyifle yaptı, sevmediklerini benim hatırıma yapmaya çalıştı. Büyüdükçe hatır falan kalmadı:)) Hiç hırslı görmemiştim onu, belki de bu beni ürküttü. Gerçi kuzenim çocuk sana rağmen başarılı diye dalga geçiyor... Çok sevdiğim bir arkadaşımla geçenlerde ailelerimizin farkına varmadan bizde açtıkları yaralardan bahsettik. Bu çok dipsiz bir kuyu...su yolunu açtıktan sonra kenara çekilmeyi bilmek gerekiyor, bunu kendime sürekli tekrar ediyorum.
Dünya bu kadar kederli bir yer olmuşken (ülkeden bahsetmiyorum bile) ne desem boş, umudumu korumaya çalışıyorum, bunlar kötü günlerdir umarım ve çocuklarımız güzel günler görürler...