Bu sabah ayakkabımın içinden de mısır çıktı:)) güldüm sabah sabah...
Ben, Ninem, İliko ve İlarion' u okudum. Ninesi ve komşularıyla köyünde yaşayan, dünyaya basit ve komik bir pencereden bakan bir çocuğun hikayesi...
Undone oldukça ilginç bir çizgi dizi. Bana ilginç gelen yanı rotoscoping denen teknikle yapılmasıydı. İzlemesi oldukça keyifli, sonra kurgu da meraklandırdı, ikinci sezonu iple çekeceğim fena bir yerde bitti.
Bilge' nin kitaplığını düzeltirken manga çizimiyle ilgili bir kitap buldum. Tekniklere bakarken bir deneyeyim dedim. Baktım diken saçlı, kocaman gözlü bir oğlan çizmişim:)) çok hoşuma gitti. Akşam bana çizdiklerini gösterip, ben ne yapıyorum diye bakmaya gelen Bilge' yle şoka girdik. O da karakalemle nefis bir orman çizmiş. Birbirimizin çizimlerini görünce bastık kahkahayı:)) (arada rolleri değişmek lazım)
Akşam yoga dersinde pestilim çıktı. Omuz açma ağırlıklı bir dersti. Anatomik olarak kapalı omuz yapımdan dolayı böyle dersler beni çok zorluyor. Dersin sonunda hoca köprü yapın dedi. Her seferinde o kadar yorgunluğun üzerine kollarımın nasıl beni kaldırdığında şaşırarak köprüyü yaptım. Ders sonunda hocamın Sevdacım köprülerin gerçekten çok iyi artık bir ayağını da havaya kaldırarak deneyebilirsin lafını duyunca öylece baka kaldım:)) çok acayip bir şey bu, yapamayacakmışsın fikrini geriye atıp, deneme, daha çok çabalama fikri...Olur dedim, denerim... keyifli bir cesaret...
Sait Faik' in Tüneldeki Çocuk kitabına başladım. İçimi acıta acıta okuyorum, sanırım kitaplığımdaki son Sait Faik kitabı. Garip bir hüzün çöktü içime. Dışarıda saç baş dağıtan bir rüzgar var, yarın kar yağacak diyorlar, bakalım...