30.06.2010
NEŞELİ SABAH...
29.06.2010
EVRAKA, EVRAKA...
28.06.2010
CANI SIKILAN BİLGE...
Koca Çayyolu'nda müşterimiz olan "Köfteci İbrahim" e götürdü. Islama köftesi meşhur olan bu yere gidince baya şaşırdım.Bu tarz köfteyi ilk kez tattım, çok güzel ve hafifti. Sahipleri ve çalışanlar çok ama çok kibarlardı.
Gelelim "canı sıkılan Bilge" ye. Günlerdir ağzımızda bu laf "çok sıkıldım çook". Sebebi çok basit, uyku düzenini alt üst ettiği için bu kadar keyifsiz. Önce hasta mı acaba diye korkmuştum ama sadece yorgun olduğunu fark ettim. Birkaç gündür gündüz gözünü kırpmayıp, gece de uyuma saatini uzatıp, sabah 6 da zıplayınca böyle oluyor tabi. Cumartesi günü mayo almaya gittik, yüzme dersi için. Tabi yanında kaymayan terlik ve bone de aldık. Evde bütün gün mayoyla dolaştı, tutturdu denize gidelim diye:) Hava da bir tuhaf, çocuğu alıp bir yere de götüremiyorsun. Bir bakıyorsun yağmur yağıyor, bir bakıyorsun güneş bunaltıyor. Evde kalınca da "çoook sıkıldım" lar geliyor. Allah' tan bu sabah geç kalktı, belki dengeyi buluruz...
25.06.2010
HAMARAT BİLGE...
Bu arada bugün çok yoğun bir gün, herkese iyi hafta sonları diliyoruz ve kaçıyoruz...
24.06.2010
İŞLERİ YOLUNA KOYMAK...
Bu kolyeyi dün yaptım, yeşil mum ipliği makarada ördüm. Makara örgüsü öğrendikten sonra yapması çok kolay bir örgü. Bir parça da yeşil ipek kumaşım vardı, saç örgüsü yaptım ikisini. Ucu da takınca böyle bir kolye oldu. Bilge için yana döne yüzme dersi aradığmdan bahsetmiştim. Önce biriyle konuştum bana "8 saatte yüzme öğretiyorum saati elli lira" dedi. Ben şaşkın "yok öyle aclemiz yok ki" dedim . Normal şartlarda öğrenebileceği bir kurs aradığımı belirttim. O da var falan dedi, ama telefonda hiç güven vermedi. Derken yan komşum da aynı arayış içindeydi ve dün oğlunu yazdırdığını söyledi. Ben de görüştüm yüzme hocasıyla, haftaya cuma başlayacak. Önce tereddüt ettiler, beş yaşı tercih ediyorlarmış, ama ben deniz mazimizden bahsedip, tuvalet sorunumuz olmadığını da söyleyince sorun olmaz dediler. Deneyeceğiz bakalım. Ben on yaşımdaydım Antalya' ya taşındığımızda. Denizi de ilk kez o zaman gördüm. Yanılmıyorsam iki sene sonra yüzüyordum. Kardeşlerimin de nasıl öğrendiklerini hiç hatırlamıyorum, ama herkes yüzüyor onu biliyorum. Bilge' yi kendi başına yüzerken düşünüyorum ve heyecanlanıyorum:))
Başlığa gelince bu aralar iş yerinde acayip bir yoğunluk yaşıyoruz. Koca elinde kara kaplı defteri, gideceği yerlerin uzunca bir listesi , susmayan bir cep telefonu, gece ikilere kadar süren bir koşturma içindeydi. En sonunda listesini öncelik sırasına koyup, cep telefonuna da el koydum. Programsız çalışmanın yorgunluktan öteye gitmeyeceğinde karar kıldık. Artık arayanlara da uygun bir dille anlatıp, birkaç gün sonraya gün veriyorum. Artık böyle bir düzene müşteriler de alışacaklar.Buralarda hava anlam veremediğim bir düzende seyrediyor, yaz mı kış mı anlamıyorum, ama takılmıyorum buna. Kurak geçmesinden daha iyidir diye düşünüyorum. Bilge oyun hamurundan pasta yapıyor, bıcırdayıp duruyor bir taraftan. O yüzden kopuk bir yazı oldu, bahanemi de sundum ben artık bitireyim:)
23.06.2010
KİTAPLI GÜNLER...
22.06.2010
BU SABAH...




BAHAR YAĞMURU
Kırkindi yağmurları sonrası
açan bir güneş gibi, içime doğdun
benim için bir gökkuşağı oldun,
umut oldun
hayat oldun
Seni sordum göklere, seni sordum yağan yağmura
seni seviyor dediler
birlikte bir ömür geçir dediler
sakın ama sakın yitirme dediler
Ne kadar güzel söylediler
Artık benimle en güzel şeyler.
İLHAN SELÇUK
21.06.2010
BİLGE VE BABASI...

Dün babalar günüydü, babamı kaybetmekle anlamını yitiren günlerden biriydi, bayramlar, doğum günleri gibi. Ama yitik anlam kızımla birlikte tekrar yerini buldu. Bekir Coşkun' un şu yazısı da benim gibi, onun gibi babalarını kaybeden insanların duygularını anlatıyordu.
Kızlarla babaları arasında annelerin hayranlıkla ve kıskanarak baktıkları müthiş bir bağ vardır. Kızlar da buyüzden sanırım, babalarına benzeyen erkekler seçerler hayatlarında. Mutlaka babalarından bir parça vardır bu adamlarda. Kocam kızımız olunca havalara uçmuştu , benim şaşkın bakışlarım arasında. "Bilge olsun adı" dedi, merakla büyümesini izledi. Hiç kızmadı, hiç bağırmadı. Bilge ne istese fazlasıyla , hatta abartarak yerine getirdi. Kolunda uyuturdu küçükken, o kadar küçüktü yani, "sesi nasıl olacak, kadife gibi sanki" derdi. Bilge her "baba" diye seslenişinde, benim yüreğim sızlıyor. Yıllar oldu takvimlere göre, ama benim için öyle mi? Hergün bir şekilde aklımın bir köşesinde. Ama hep gülümsüyorum onu düşünürken, hüzünle karışık...
18.06.2010
HAFTA BİTERKEN...
Bu hafta kötü fimler izledim.Morganlar Nerede filmi feci bir fimdi, ardından Soysuzlar Çetesi
filmini seyrettim, o da çok kötüydü. Allah' tan Yes Man birazcık olsun imdadıma yetişti. Sonunda dün Anadolu'nun Kayıp Şarkıları filmini seyrettim, çok güzeldi. Kesinlikle arşivinizde bulunması gereken muhteşem bir çalışma. Yanılmıyorsam sevgili Leylak dalı bahsetmişti bu filmden aylar önce. Tavsiye ediyorum, mutlaka izleyin. Dün gece anne-kız gecemiz çok sıkıcıydı, uflaya puflaya uyuduk, daha doğrusu yorgunluktan uyuyamadık. Bu kadar yormamak gerek bünyeyi. Bugün akşam üzeri kütüphaneye uğramak dışında birşey yapmamayı düşünüyorum. Herkese iyi hafta sonları diliyorum, keyifli ve sağlıkla diyorum...
filmini seyrettim, o da çok kötüydü. Allah' tan Yes Man birazcık olsun imdadıma yetişti. Sonunda dün Anadolu'nun Kayıp Şarkıları filmini seyrettim, çok güzeldi. Kesinlikle arşivinizde bulunması gereken muhteşem bir çalışma. Yanılmıyorsam sevgili Leylak dalı bahsetmişti bu filmden aylar önce. Tavsiye ediyorum, mutlaka izleyin. Dün gece anne-kız gecemiz çok sıkıcıydı, uflaya puflaya uyuduk, daha doğrusu yorgunluktan uyuyamadık. Bu kadar yormamak gerek bünyeyi. Bugün akşam üzeri kütüphaneye uğramak dışında birşey yapmamayı düşünüyorum. Herkese iyi hafta sonları diliyorum, keyifli ve sağlıkla diyorum...
17.06.2010
YARALI KUŞUM
Hani dekorasyon amaçlı cam taşlar var ya, onların boyutunda kağıttan desenleri kestim ve taşlara yapıştırdım. Arkalarına ufak birer mıknatısla, birazını buzdolabı süsü olarak kullanmayı düşünüyorum. Başka nerde kullanabilirim bakarım artık. Sabah Koca' yı İstanbul ' a bir seminer için uğurladık. Cuma akşam dönecek sanırım. Biz de kızımla baş başa takılacağız artık. Bu arada dün bahsetmiştim, "Nehir" dünyaya geldi. Tam 4 kg ve 53 cm. olarak, sağlıklı bir şekilde dünyamıza "merhaba" dedi. Annesinin de sağlığı yerinde, tekrar sağlıklı ve keyifli bir hayat diliyorum onlara...
16.06.2010
BİZİM EVİN HALLERİ...
kulağım telefonda, bir bebek haberi bekliyorum. Şu an doğdu doğacak sevgili Gülçin ve Mustafa' nın minik kızları, uzun sağlıklı ve keyifli bir ömür diliyorum onlara...
15.06.2010
GÜNEŞLİ SABAH...
Günlerdir ilk kez güneşli bir sabaha uyandım. Yürüyüşe gittim, mis gibi havayı bol bol içime çektim. Dönüşte duş almak için girdiğim banyonun kapısında, soyunmuş "ben de duş alabilirmiyim?" diyen Bilge' yle, bol kahkahalı bir banyo sefası yaptım. Havlularımıza sarılı onun yatağında, beşyüzüncü kez "Mulan" filmini ilgiyle izledik:)))
Güzel bir kahvaltı hazırladım, çayımı yudumlarken birazcık kitap bile okudum.Bu arada bu güzel yatak örtüsü annem tarafından Bilge' ye yapıldı. Çok zahmetli, nerdeyse tüm kış boyu gittiği kırkyama kursunda yaptı bunu. Ben de Bilge' nin odasına sermeye kıyamadığım için leylakcığımın yatağına serdim:))
Çok marifetlidir benim annem, öyle böyle değil. Küçük hanımın şapkasındaki çiçek bile özenerek yapılmış iğne oyasıdır.
Bu arada Bilge 'de sanat çalışmalarına ara vermeden devam ediyor. Ham ahşaptan aldığımız çerçeveyi kafasına göre boyadı. Baya da ciddiye aldı bu işi, evirdi çevirdi, derken bıraktı...
Tamamlamak da bana kaldı, anne-kız ortak yapımı oldu. Bu arda Sibel bize boyayabileceğimiz çerçeveler aldı, bugün yarın ulaşır elimize.
Ben de ipeğe takıntılıyımya bu ara, bu kolyeyi tamamladım. Dün akşam üzeri Bilge' yle takıldık Gölbaşı' na giden Koca'nın peşine. Güya çok güzel bir park var orda, keyif yapacağız. Tam yola koyulduk, bir yağmur bindirdi şapur şupur. Biz de uzunca pidesi meşhur olan bir lokanta da Bilge' yle yemek yedik, işini bititrip gelen koca da sonradan katıldı bize.
Bu arda gündüz Belmek Sergisi'ne gittik. Sağlık Sokak'ta ki kursların olduğu binadaydı. O kadar güzel el emekleri vardı ki. Fotoğraf çekmek yasaktı, zaten makinamızda yoktu yanımızda. Çıkışta dondurma molası verdiğimiz parkta liseli kızlar annelerini çekiştiriyorlardı. Birisi; annemle en büyük paylaşımımız pazara gitmek, sürekli ben seni niye getirdim taşısana şu poşetleri diyip duruyor", diğeri "benimki sigara içerken ne istesen kabul ediyor, ama sigara içmiyorsa en mantıklı isteğine bile hayır diyor" diye anlatıp, bir taraftan da basıyorlardı kahkahayı. Bilge' yi alıp dehşetle uzaklaştım ordan. Akşam eve dönünce saat dokuz civarı uyuya kaldım, deliksiz sabaha kadar. Ama acayip dinlenmiş kalktım, o yüzden de keyifliyim, şiddetle tavsiye ederim:))
14.06.2010
ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ
Ben en çok devasa ağaçlara bayılıyorum. Atatürk' ün elleriyle diktiği ağaçlara bakarken hayranlığım bin kat daha artıyor.
Deve kuşlarının hep gülümsüyormuş gibi görünen bir suratları var. Bu arkadaşta pek bir hareketliydi. Boynunu aşağı yukarı hareket ettirip duruyordu. Bilge baya sohbet etti kendisiyle, ritme kaptırıp o da aşağı yukarı salladı kafasını...
Bu zebra Bilge için müthiş bir hayal kırıklığı oldu. Zira kendisi kakasını yapıyordu, Bilge çok şaşırdı. "Ama bu zebra kaka yapıyoooooor, niye yapıyoooor" diye sordu durdu... Ata bindikten sonra, mısırlarımızı kemirerek, ayrıldık ordan. Aslında sevmiyorum hayvanat bahçelerini, kapatılmış hayvanlar, ağır bir koku, tellere tırmanan çocuklar, onlara yardım eden anne babalar... Daha farklı olamaz mı diye düşünüyor insan...
Umarım en kısa zamanda normale döner, çünkü bu adam yemek yiyemeyince mutsuz oluyor...
Bense bir şey yapamıyorum:(((
Bense bir şey yapamıyorum:(((
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
Leblebi' den mutlaka bahsetmişimdir.Teyzemlerin barınaktan sahiplendilkeri, beş yaşında dişi melez bir köpüş ve adından da anlaşılacağ...
-
Perşembe öğleden sonra başlayan tatilin her günü dolu dolu geçti. Uzun yürüyüşler yaptık. Bozkır kaygısız bir ressamın paletinden fırlamış g...
-
Bu sabah koştur koştur (niye o kadar acele ettiysem) salona gittim. Nerdeyse görevlilerden bile önce. (o kadar abartmışım yani) kayıt işleml...