Ocak ayı okumaları


Ne güzel göründüler hepsi bir arada. Aslında ay daha bitmeden ne alaka diyebilirsiniz, ama upuzun paylaşımlar olmasın istedim. Geri kalanları da başka bir yazıyla paylaşırım.

İlk kitabım 2015' den sarkan "Uzak Kış, Kayıp Güz" Tuncer Erdem' den. Yılın ilk günlerinde bitirdim.
Çok keyifli çizimler, çok dokunaklı cümlelerle kitaplığımda diğer kitapları da okunmak üzere yerini aldı." Tuncer Erdem' den desenli bir roman. Hayata, geçip giden zamana, dünyanın bütün yalnızlıklarına şiirsel bir dokunuş. Issız bozkırlar, tenha yollar, hayvanlar ve bitkiler, gidenler ve kalanlar... Eşyanın tabiatı ya da tabiatın şeyleri üstüne kederli bir uzun mektup..." (arka kapaktan) YKY/2015/189 sayfa

"Boğaziçi' nde Balık" Gündüz Vassaf' ın okuduğum ilk kitabı. Beklediğimden çok daha etkileyiciydi.Özellikle arşivlik resimlere bakmaya doyamadım.
"Boğaziçi'n de Balık Boğazı ve Boğazın sularında yaşayan balıkları başkahramanı seçerken tarihten, mitolojiden, gündelik yaşamdan beslenen insanoğlunun her yeri fethetme hırsını hicveden, şiirli, bilimkurgusal, gerçeküstü öyküler ve öykülere eşlik eden resimlerle okuru gerçekle düş sınırında okuru capcanlı bir yolculuğa çıkarıyor" (arka kapaktan) YKY/2014/194 sayfa

"Mo' nun Gizemi" Gülten Dayıoğlu. Uzun zamandır okuduğum ilk Gülten Dayıoğlu kitabı ve büyük ihtimalle uzun zaman daha okumayacağım:(( Çocuk kitaplarını seviyorum, masalsı , gizemli dünyaya bayılıyorum ama ergen kitapları... yok benlik değilmiş bunu da deneyimlemiş oldum.
"Mo' nun Gizemi" Gülten Dayıoğlu. Avusturalya' ya gidiyordum. Uçakta her haliyle garip ve gizemli, genç bir adamla tanıştım. Kendisi genetik mühendisiydi. Onunla insan kopyalama olgusu üzerine, ürperti verici konuşmalar yaptık. Daha sonra o bana roman yazmam için yürek hoplatıcı bir serüven aktardı. Bu serüveni birbirlerine tutkulu bir aşkla bağlı olan defne ve Burç adında liseli iki genç yaşamıştı...."(arka kapaktan)Altın Kitaplar/2015/38. baskı/288 sayfa

"Daha Da Fazla Kumkurdu" Asa Lind. Gönül rahatlığıyla diyorum ki ister çocuğunuz olsun, ister olmasın ama bu seriyi mutlaka okuyun. Bırakın Kumkurdu sarıp sarmalasın sizi. Dönüp dönüp tekrar okuyun. Çok tanıdık, çok bildik ve sıcacık.
"Meraklı ve biraz haşarı Zackarina ile altın parıltılı ve eşsiz Kumkurdu, deniz kenarında yine küçük maceralara atılıyorlar. Zackarina kaybettiği sevgili köpeğini arıyor, zamanla yarışıyor, bsiklet hırsızlarının peşine düşüyor, evden kaçıyor, gece yatısına gidiyor, elma topluyor...ve büyüyor. Kumkurdu' da her zaman olduğu gibi yanı başında " (arka kapaktan) Pegasus/2015/110 sayfa

"Seyrek Yağmur" Barış Bıçakçı. Uzun zamandır beklediğim kitaptı. Barış Bıçakçı' nın sarsılmaz bir yeri var okuma dünyamda. Yine dolambaçsız, yine yalın ama çok etkili yazmış. Rıfat o kadar bildik ki...
" Rıfat zamanımızın bir kahramanı gibi, bir niteliksiz adam gibi, bir "R." gibi, geziyor hayatın içinde. Hayat arada Rıfat' ın dükkanına da uğruyor. Rıfat filmleri, kitapları, hayalleri, fikirleri, dertleri, mes' eleleri de geziyor.Ortaya sorulmuş soruları üzerine alınıyor, bazı. Neyin peşinde bu adam?
Rıfat bir hikâyenin içinde midir, anlamaya çalışıyor, insanın  bir hikâyenin içinde olduğunu anlamasının yolunu arıyor...
Seyrek yağmura şemsiye açılır mı?" (arka kapaktan) İletişim/2016/100 sayfa

"Karanlığın Sol Eli" Ursula K. Le Guın. Geçen yıl "Yerdeniz" serisine bayılmıştır. Bu yılda okuyabildiğim kadar Ursula kitabı okumaya kararlıyım. Bu kitap çok ilginçti. Yine yazar olmanın nasıl olağanüstü bir durum olduğunu anladım. Muhteşem kurgusuna yine ve yine hayran kaldım. Yerdeniz' de olduğu gibi ilk sayfalarda kişileri, dünyayı, kurguyu anlayamadım ama sonrasında yavaş yavaş düğümler çözüldü ve bu çözülüşü okumak çok keyifli bir deneyimdi.Bu arada özellikle yazarın önsözü de başlı başına çok etkileyici.  Sen çok yaşa Ursula diyorum...
"Bilimkurgunun en önemli iki ödülü olan Hugo ve Nebula' yı kazanarak  kısa zamanda türünün klasikleri arasına giren Karanlığın Sol Eli, dünyamıza çok benzeyen Kış adlı bir gezegende geçmektedir. Bu gezegende yılın en sıcak zamanlarında bile yarı-kutup iklimi yaşanmaktadır ve tüm sakinleri çift cinsiyetlidir (androjen) Cinsel kimliğin statü ya da güç aracı olarak kullanılmadığı bu gezegende kişiler yılın belli döneminde o anki hormonal durumlarına göre erkek ya da kadın olmaktadırlar. Öyle ki birkaç çocuk doğurmuş bir ana, daha sonra başka çocukların babası olabilmektedir. "Arkadaşlık" ve "sevgililik" arasındaki "boşluk" anlamsızlaşmış; insan düşüncesini belirleyen düalizm eğilimi azalmıştır... Bir gün Kış' a uzaydan bir erkek elçi gelir ve onların da katılmasını istediği bir gezegenler birliğinden söz eder.... Zihni kapasitesini zorlayan hayaller kurmayı hâlâ sevenler için (arka kapaktan) /Ayrıntı Yayınları/2015/9. baskı/256 sayfa


Kitap dolu günlerimiz olsun, diyerek kaçıyorum...



Yorumlar