Hep bi şikayet:)


 Efes' le keyif yapıyoruz, mutfaktan bağırıyor Bilge; bıktım artık diye. Bir tarafım aman boş ver dese de, dayanamadım, noluyor yav dedim. Aman efendim dolapta hiçbir şey yokmuş. Buzdolabından bahsediyor. Zaten gün boyu defalarca kapağı açıp aptal aptal bakmasından işgillenmiştim.  Dolap dolap değil kimya laboratuvarı gibiymiş. Kavanozlarda kombu anaları, kefir mayaları, filizlenmeye bırakılmış baklagiller...

Ben de saf saf meyveler masanın üzerinde diye cevap veriyorum. Ayyyy diye cırıldıyor yine... ben abur cubur yemek istiyorum. Ben hala büyüme çağında bir çocuğum diyor. Dilim de papuç gibi demeyi unutuyor. Efes'le arkamıza bakmadan mutfağı terk ediyoruz... Yolun karşısındaki markete gitmeye üşeneceğinden çok eminiz, vicdanımız rahat... Sonrasında bir kilo elmayı gömüyor:)

Akşam üzeri dayanamadım sanal marketten alacaklarıma biraz da aburcubur ilave ettim. Yarın gelir diye düşünürken, akşama teslim tarihi verdiğini görünce şaşırdım (şanslı velet)

Efes' e hafta sonu ödül maması almıştım, (neyi ödüllendiriyoruz sormayın, hiç bilmiyorum) biraz cebime koyuyorum. Kokusunu hemen alıyor, peşimden ayrılmıyor. Karşıma geçip oturuyor. Golden bakışlarını takınıyor, biraz daha ileri gidip suratını dizlerimin üzerine koyup, öldürücü darbeyi indiriyor:))

Yoga dersindeyken market alış verişi geldi. Ders biter bitmez bizimki poşetlere koştu:)) Sen de yer misin diye ne bana, ne babasına sordu:)) Sevimsizliği geçti, komik bir çocuk oluverdi...Efes bu sefer onun peşinde dolandı uzun süre:))


 


Yorumlar

Yorum Gönder