Bir ses vereyim


 Sabahtan usul usul yağmaya başladı kar. Aslında ofise gidecektim, karı görünce kuaföre gidip son kalan boyalı saçlarımdan kurtulayım dedim. İşlerimi de Koca itirazsız yapmayı kabul edince, kuaförün kapısına dikildim, saate bakmak orada aklıma geldi:)) Saat yeni dokuz olmuş her yer kapalı, cadde boyunca biraz yürüdüm baktım kar iyice hızlandı, eve geri döndüm. Telefon konuşmaları derken on bir gibi tekrar gittim. Kimseler yoktu, hemencecik işim bitti. Markete girdim, önümdeki  yaşlıca bir adamın maskesi yarıya kadar inikti. Gençten başka bir adam çok kibar bir dille maskesini doğru takmasını rica etti... Bıktım artık diye şikayete başladı yaşlı adam. Böyleleri gelip beni buluyor diye söylendi durdu. Reyon görevlisi  hatasını anlatmaya çalışsa da nafile, işe yaramadı konuşmak, cıkcıklayarak gitti. Böyleleri derken neyi kastetti ki...

Ben niye  böyleleri olamıyorum, ben de fark ettim  maskesini,  ama uyarmak için ağazım açılmadı. Aslında birilerine bir şey söyleyecek hiç enerjim yok. Ofise birileri uğrar ve sohpet uzarsa, çaktırmadan Koca' ya mesaj atıyorum, kurtar beni diye.

İnsan içine çıktığımda bir an evvel eve gelmek için nasıl kasılıyosam, sonrasında omuzlarım ve boynum ağrıyor. Ne olacak bu halim hiç bilmiyorum...

Bilge martın ilk haftası yüz yüze sınavların olacağını duydu, yandım Allah edasında ders çalışıyor. Yardım teklifimi çok kibarca reddetti, ben hallederim sen yorulma filan derken, yüzü endişeliydi...

2666' nın ilk kısmı olan Eleştirmenlerle İlgili Bölümü bitirdim. Sanırım bu kitap hayatımın en ilginç okumalarından olacak. 

Şükran Yiğit' in Ankara Mon Amour' u da bitti, nasıl güzeldi anlatamam. 

Ali Smith' in Gibi' sini okumaya devam ediyorum. Bir iki kitap daha var eş zamanlı okuduğum. 

Film izlemelere devam ediyorum. Netflix' ten Amazon' a, oradan Mubi' ye, olmadı Gain' e...her hafta izleyeceklerimle ilgili bir liste yapıp bu yolda kaybolmamaya çalışıyorum:)

Onun dışında kalem ve boyalar gün içinde çoğu zaman can simidim oluyor.

İyi bir hafta dileyeyim...



Yorumlar