21Şubat

Bir sürü taslak yazdığımı ama bir türlü tamamlayamadığımı ve günlerin hızlıca geçtiğini fark ettim. İş güç bir taraftan devam ederken güzel kitaplar okudum. En son Oscar adayları açıklanınca da film listeleri çıkartıp izlemeye başladım.
Millet ne güzel bahar fotoğrafları paylaşıyor diye isyan ederken akşam kar yağdı. Artık havayla ilgili yorum yapmama kararı aldım böylece:))
Fotoğraflar hafta sonu yürüyüş güzergahından, benden uzun kardanadam, bembeyaz örtü, ağaçlara asılan kuş evleri ve tabi havaya düşen cemre...
Ufak bir soğuk algınlığı geçirdim, hasta olmayı unutmuşum. Panik havası eşliğinde evde ne kadar ot çöp varsa demledim, şifa niyetine bir dolu abuk sabuk şey yedim. Üç günde sesim geri geldi ama hala arada çatallaşıyor gibi...

Hafta sonu Bilge' yle Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde "Yokai Geçit Töreni" Sergisine gittik. Yokai Japon mitolojisinde doğa üstü varlıklara verilen isim. Parşömenler, çizimler, heykeller inanılmazdı. Belki bitmeden yine gideriz.

Neler okuduğuma gelince;
Ralf Rothmann' dan Süt ve Kömür
Lily Tuck' dan Kız Kardeşler
Eduardo Berti Düşlenen Ülke
Amor Towles' ten Nezaket Kuralları' nı okudum. Tüm hafta sonu ise İsabel Allende' den Denizin Uzun Taçyaprağı elimden düşmedi. Eski tadında Allende okumak çok keyifli son elli sayfamı bugüne bıraktım.

Filmlere gelince 
The Hand God fazla absürd geldi, Coda güzeld, Belfast favorilerimden oldu, Dune çok uzundu, gerçi hepsi çok uzundu. The Power of The Dog başta temposu çok ağırdı ama sonra toparladı , sonu efsaneydi zaten:) Tick Tick Boom' da Andrew Garfield'in şarkı söylerken her an ağ fırlatacakmış hissi gittikten sonra  yeteneklerine hayran kaldım.
Yarım bıraktığım ilk film Begin Of Ricardos oldu ilk yarım saatte şiştim...
Törene kadar diğerlerini de izlerim sanırım.
Bilge bir tek Dune benimle izledi. Okuyayım ben bu seriyi diye kitapçıya gitti, kitapları görünce yaz tatilinde okurum dedi:))

Efes' in keyfi yerinde, yine parktaki kızlardan kızgınlıkta olanlar vardı, baya bir deli divane oldu. İşveler cilveler derken en son kızgınlığı biten kızlardan biri diş gösterince normal yaşamına geri döndü. Bu arada patilerinin altındaki tüylere dokunca huylandığını fark ettim. Altı yıldır  fark etmemiş olmam beni de şaşırttı. Arada bu tüylerle oynayıp sinir ediyorum:))

Kediler mevsimin çok farkında, sokaklarda fink atıyorlar. Peşlerinden koşmasın diye sokakta gezdirirken kısa tasma takıyorum...

Neyse şimdilik bu kadar, iyi bakın kendinize...



 

Yorumlar

  1. Düşlenen ülke harici diğer kitapları sepete attım sağol.

    YanıtlaSil
  2. Hakkaten bu sene Ankara'nın kışı eski yıllardaki gibi amansız oldu. Geççek! Bahar gelecek. ;)

    YanıtlaSil
  3. Çok geçmiş olsun, corona etrafımızı sarmış halde
    herhalde grip haline sokuluyor yavaş yavaş. ama çlümler çok yine de.
    biri de teyzem işte, evde duran kadın nereden bu virüsü aldıysa aldı ve
    bir anda sardı tüm ciğerlerini.yapacak bir şey yok ne yazık ki. aşı desen 4 tane olmuştu
    aslında.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. maalesef öyle Bumetcim teyzen icin üzüldüm...

      Sil

Yorum Gönder