Canım dün
Bilge'yi kaldırdım, kahvaltı,servis derken balkonda çeyımı içtim. Ardından ofise gittik, işleri toparlayıp çıktık. Koca beni Kale' ye bıraktı.Üçüncü seramik dersini yaptık. Servis tabağı vari bir şey yaptım. Tamamen elle yapıp şekil veriyoruz, kalıp kullanmıyoruz.
Handa pek çok atölye var, herkes pek tatlı, bambaşka bir dünya orası.Güzel insanlar , üretken insanlar var etrafta. Çarşambaları iple çeker oldum.
Ders bitiminde arkadaşımla Cer Modern' e uğradık. Hub Salonu' nda Güler Güçlü' nün Kaçınılmaz Ağırlık adlı heykel sergisini gezdik.
Gerçekten görülmeye değer, sanatçının tekniğine hayran kaldım.
Sergi 9 Nisana kadar ziyaret edilebilir.
Hava çok güzeldi,dışarıda oturup çay içtik, sohbet ettik. Oradan ofise geldim, Koca Efes'le beni eve bıraktı. Bilge bizden önce gelmişti. Hemen bir yayla çorbası pişirdim, dünden de yazdan koyduğum yeşil fasulyelerden pişirmiştim. Bilge'yle Efes' i evde bırakıp sürünerek spor salonuna gittim. Bir saat kadar spor yaptım, salon yavaştan kalabalıklaşmaya başladı. Akşama kalırsam tıklım tıklım oluyor herkeslerde bi bikini telaşı sanırım ve hiç keyif vermiyor. Eve gelip, duştu, yemekti bulaşıktı faslından sonra, kitap elimde uyumuşum. Saat gece onda sabah oldu zannedip uyandım artık kaçta uyuduysam iyi ki de uyanmışım, çamaşır makinesini çalıştırdığımı hatırladım, yıkanan çamaşırları asıp, kitabı tekrar elime aldım, çok geçmeden gene uyumuşum okuduklarımı hatırlamıyorum çünkü:)) Sabah alarmla fırladım yataktan ama dinlenmişim. Bu uyku işine bir çözüm bulmalıyım...
Neyse güzel bir dündü, bugün daha sakin geçer diye umuyorum ve sahiden kitabı okumak istiyorum:))
Seramik kursunu ben kaçırmışım arada. Ne iyi etmişsin giderek Sevda.
YanıtlaSilB,izim burada yok, olsa koşa koşa gideceğim.
Çok becerikli değilimdir gerçi ama olsun toprakla oynamak bile çok güzel ♥
Şebocum o kadar keyifli ki, terapi gibi vallahi, beceriyi falan boş ver bulursan mutlaka git:))
Sil