Sevgili Salı


Sabaha karşı tıkırtılar geldi kulağıma, Efes' in ayaklarının parkedeki tıkırtılarını bildiğim için aldırmadım. Sonra baktım koridorun ışığı açık, Bilge kalkmış. Okul kıyafetleri üzerinde, çok açım, günaydın dedi. Tırsmadım dersem yalan olur, inanamadım.Ben kahvaltı hazırlarken o yatağını düzeltti. Tabağını sildi süpürdü, şu günü gördüm ya ölsem de gam yemem artık:))
Servisi beklerken birlikte gökyüzüne baktık, turuncular maviye, maviler hafiften mora karıştı, hem de bir anda, sihir gibi...öyle güzel...öyle habersiz...

Eve geldim, Savaş Zamanları' nın yarım bıraktığım bölümünü izledim. Bu diziyi aşırı tavsiye etmiş miydim? 
Sonra kahvaltı, sonra ortalığı toplama, çamaşırları toplama ama katlayamama, kaktüslere su pıspıslama, edebiyat takviminden pazartesiyi koparma, çantaya iki kitap bir ajanda, Efes' e mama, kendime ara öğün tıkalayıp evden çıkma...

Sonrası bilindik, üç kilometrelik mesafede birilerini öldürmeden gelinen trafik, kararsız görünen hava, mama bekleyen kediler, kedileri kovalayan Efes...
Geri kalanına gözlerimi kapatıyorum...
Sandık Lekesi çok güzeldi, öykülere bayıldım, öykü okumak zor ve sıkıcı hatta bazen bayıltıcı olsa da bence okura çok şey katıyor. Öykü sevmiyorum diye kestirip atmamak gerek.
İyi bakın kendinize...

Yorumlar