Sevgili Pazartesi


Cuma günü evden çalışayım deyip ofise gitmedim. Aslında saçlarımı boyatmaya kuaföre gitmem gerekiyordu ama tembellik kuaför söz konusu olunca bende iyice tavan yapıyor. Gidemedim. Evi de yalandan temizledim. Efes'le yürüyüş dışında,öylece  pinekledim.

Cumartesi Sevgili Leykdalı' yla kahve içtik, sohbet ettik, Bilge piyano dersindeydi,  o da bize katıldı. Pazar günü için sözleşip ayıldık. Bilge' yle Yapı Kredi Yayınları' na uğrayıp kitaplar aldık ardından eve döndük. Bu arada Stefan Zweig' in Gömülü Şamdan ına başladım. Hiç Zweıg okuyormuşum gibi hissetmiyorum, belki kitap bittiğinde hissiyatım değişir.

Pazar günü Leylakdalımızı da alıp teyzemlerin bahçesine gittik. Teyzemler Antalya' dalar, bahçeyi sulayıp, domates, biber azıcık fasulye topladık. Mangalımızı yaktık, pek keyifliydi. İlk kez Leylakdalı'yla karşılaşan Efes ne yapacak diye merak ediyordum, sanki sürekli görüyormuş gibi davrandı hatta arada gözlerini belertip yemek dilendi:)) Öğleden sonra eve dönünce Efes'i yıkayıp, kurutmaya üşenerek ben de devrildim bir köşeye.Erken uyumuşum sabaha kadar defalarca uyandım. Sabahta pis bir baş ağrısıyla kalktım. Ofise geldik, işler biraz yoğun, malum ay sonu.
Eylül ne çabuk geldi. Okul hazırlıklarına ufaktan başlamak lazım, Bilge' nin okul kıyafetlerinin hiçbirisine sığacağını sanmıyorum:((
Bu sene hiç okulu özledim demedi, tatili iyi geçiyor sanki:))

Güzel bir esinti var bugün, bunaltmıyor hava. Mevsimin yavaş yavaş sonbahara dönüşünü izlemek özellikle Ankara' da çok keyifli oluyor.

Keyifli bir hafta olsun...


Yorumlar

Yorum Gönder