Bu hafta en çok neleri sevdim...

 Sonunda akşam üzeri yağmursuz bir günde parka gidip dört ayaklıları sevmeyi... (Efes'te çok sevinmiş görünüyor)
 Uzun zamandır sakin  bir kafa bekleyen  Rilke' nın  öykülerini okumaya başlamış olmayı...
Bu iki şapşiği izlemeyi...
Resim yapmayı...

Pazardan aldığım minnak çiçeklerden reçel yapmayı, çileklerin pişerken evi dolduran tatlı kokusunu...

Kocaman krom bir moca pod bulup,almış olmayı ve her sabah onunla kahve demlemeyi...

Bilge' yle tavla oynamayı...

Ofis işlerini sonunda toparlamış olmayı ve nihayet Mayıs ayını kapatmış olmayı...

Pamuk' la Toroman' ın veteriner, aşı, karne işlerinin bitmiş olmasını...

Bilge' nin Ulysses Moore serisine başlamış olamsını ve bu sefer sevmesini...

Dün gittiğimiz yoga dersinde tişörtlerimizin  sırılsıklam olmasını, şavasanada kafamın bomboş olmasını...

Çok sevdim... Sevmediklerimi boşverdim. 
Daha iyi, daha huzurlu hissettim. Kalbim kötüleşmesin, kirlenmesin diye çok dua ettim... İyi şeyler görmeye odaklandım...

Yorumlar

  1. Oh misss, okurken içim açıldı, hep böyle güzel geçsin o zaman haftalar <3 Bilge'yi ve Efes'i öptüm...

    YanıtlaSil
  2. Böye minik minik notların olduğu yazıları çok seviyorum.
    Rilke'yi ben de okuma listeme ekleyeyim.

    O güzellikleri görünce bizim de içimiz açıldı :D
    Ve o son satırlarına da canı gönülden katılıyorum.

    Sevgiler kocamann

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, kendi farkındalığını arttırmak adına haftada bir gün böyle yazayım dedim.Rilke aslında şair yönüyle daha çok tanınıyor ama öyküleride muazzam, seversin diye düşünüyorum.60 kadar öykü var kitapta, uzun soluklu bir okuma olsa da öyküler yorucu değil...

      Sil
  3. çok çok güzellikler olsun :) çok çok yaz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, umarım çok çok yazarım :)

      Sil
  4. tüm güzellikler sizinle olsun...

    YanıtlaSil
  5. harika bir hafta olmuş..köpekleriniz çok tatlı çok...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder