AYÇİÇEKLERİ
Sene 1994, üniversitede okurken, eve dönüş yolunda görmüştüm ayçiçeği tarlalarını, uçsuz bucaksız. Helede gün batımına denk geldiyse eşsiz bir manzaraydı. O zamanlar fotoğrafla uğraşmak çok pahalıydı, öğrenci harcı değildi. Hep "ah ne güzel" dediğimiz anı deklanjöre bastığımız an gibi düşünürdük. Kafamda ne çoktu böyle fotoğraflar. Sonra zaman geçti, dijital makinalar çıktı, derken sanki büyü biraz bozuldu. Sanki daha tembel oldum, daha az görüryorum.Ama yapılacaklar listemde hep duran çentik atılmamış bir madde var. İyi bir makina alıp, bu işi öğrenmek.
Bunlar ayçiçeklerine daha çok benzedi sanki. Tabi acele çektim, bir de geceydi çekerken.(siz anladınız beni)Sabah uyuya kalmışız, bir telaş uyandık. Bilge beni şaşırtacak kadar çabuk kahvaltısını yaptı ve hazırlandı. Sabahın sürprizi Tarçın hanımdan geldi. Koca saksıyı devirdi. Taktı zaten o saksıya. Yıllardır bana küs, üç beş yaprak veren difenbahyaya. Bir sürü saksı arasından onu seçti, didikleyip duruyor. Önce kaktüsleri gözüne kestirmişti ama yemedi sanırım. Saksıyı toparlayıp, son anda kapluşbağayada yemini verdikten sonra attık kendimizi dışarıya. Sabahın serinliğinede şöyle bir "bızzz" dedikten sonra, okula gittik. Suratı asık vedalaştık, ofise geldim. Yeni renkli kalemler aldım biraz ayraç yapayım diyorum, bakalım. Bu arada dün son anda kuaföre gidip saçlarımı boyattım, kestirdim, kendimi sevdim:)))
Yeni saçlarını güle güle kullan Sevdacığım arasıra değişiklik iyidir moraldir insana, yeni bir giysi gibi giymiş oluyor insan değil mi?
YanıtlaSilGünebakan tarlaların sabah sabah beni nerelere götürdü. Şuanda bizim yazlığın bulunduğu yer tamamen uçsuz bucaksız günebakan tarlalarıydı, çocukluğum o tarlaların yakınında geçti yılanlı tepe denirdi oralara adından korkardık yılanda vardı ama yine de 3-5 çocuk bir araya gelince boyumuzu aşan günebakan tarlalarında alırdık soluğu lakin şimdi oralar bizlerin sayesinde beton yığını görememen göremememiz belki bu yüzden tarlalar uzaklaştı sanki bizden daha çok aramamız gerekiyor gözlerimizle ve objektifimizle. Yeni nesil makinar aslında çok iyi tabii klasikten zevk alanlar ve fotoğrafcıığa gönül verenler pek sevmiyor ama pratik oldukları kesin.Bunlar içinde kurslar var beni biliyorsun tam nefret modundayım bazen düşünüyorum iflah olurmuyum diye:)) Kediye gelince o saksı onun artık, size kızdığında dikkat çekmek istediğinde hep musallat olacaktır gibime geliyorç difenbahya yı kediden kurtardıysan bir bardak birayı 4 bardak su ile karıştırıp bitkiye ver, ışığı bol rüzgarsız bir yere taşı bence:))
Bu saçlarla oynamak hep iyi geliyor bize..Bende sarı röfleli saçlarımı doğum günümde kumral rengi boyayla boyadım.Çok sevidm, niye daha önce yapmamışımki.
YanıtlaSilHaklısın Sevdacığım. Teknoloji ilerledikçe, mertlik bozuluyor değil mi? İstediğimiz herşeye kolay ulaşıyoruz ulaşmasına ama, eski tadı, doyumu olmuyor. Yeni halini güle güle kullan.
YanıtlaSilAy çiçekleri, ne güzel bir farkındalık.Günebakan denir bizde, güneş nereye dönerse onların başları da oraya döner, bilir misiniz ve izlemesi muhteşemdir.Saçlarınızı da güle güle kulanın , zevkle inş.
YanıtlaSilyani saçların hayırlı olsun canım?
YanıtlaSilneden asık suratlıydı küçük hanım?
İyi etmişsin,sıhatler olsun :)
YanıtlaSilFiammacığım ne güzel yazmışsın, ben şimdi Tarçını ve difenbahyayı alıp kafa çeksem olmaz mı, mis gibi şöyle:)) tarifi uygulayacağım ama adam olmaz bu çiçek, hiç umudum yok:(((
YanıtlaSilNazancığım aslında ben uzun süredir kısa kullanıyorum saçlarımı, o da ayda bir mutlaka kesim istiyor, aslında ben bu rutini sevmiyorum ama her kuaför sonrası kendimi daha iyi hissediyorum
YanıtlaSilDilekciğim aynen dediğin gibi, elimizin altında diye özenmiyoruz ya da erteliyoruz değil mi?
YanıtlaSilCimcime teşekkür ediyorum biz dede günebakan da derler, ne güzeldir izlemesi
YanıtlaSilNilhan sağol canım, sabahları böyleyiz okul iyi ama hergün gitmek sıkıcıymış o sebepten
YanıtlaSilSağolasın Tülin Ablacığım:))
YanıtlaSil