Sabahtan Beri
Sabah erkenden uyandım. Bilge'yi gece bir güzel terlettikten sonra üstünü değiştirip yatırmıştım. Öksürerek uyanmadı mı, yoksa ben mi duymadım diyerek gittim odasına. Baktım mışıl mışıl uyuyor. Mutfağa geçtim kahvaltı hazırladım. Benimkiler yavaştan uyandılar. İkisine de her sabah söylediğim gibi yine"terliklerini giymelerini"tekrarladım. Mıy mıy kahvaltı yaptılar. Dişlerimi fırçalarken alnımı lavabonun cam rafına çarptım. Dünyam önce kararıp, sonra aydınlandı. Buzluğu açtım, tıka basa dolu, buz falan da yok tabi. En yakın bezelye poşetini alnıma yapıştırdım. Koca'yı işe yolladım, Bilge tv. nin başına kuruldu. Hazır bezelyeleri çıkartmışken akşama pişireye karar verdim. Bu arada manava gitmem gerektiğini fark ettim. Bilge'yi manava gitmeye ikna edemedim. Onu evde bırakıp, en kısa manava gidip gelme rekorumu kırdım. Bezelye'yi ocağa koydum, bulaşıkları makineye attım , aldıklarımı yerleştirdim. Bilge'yi tv. nin başından kaldırıp, ödevinin başına oturttum. Zeytinlerin zamanı geldi diyerek, tuzlu suyunu ve limonunu koyup kaldırdım. Bu arda zeytinlerin suyunu her değiştirdiğimde ötmeye başlayan gaz alarmını küfrederek ve kapı pencereyi açmak suretiyle susturdum. Dünden yıkadığım çamaşırları katladım, çorapları yine eşleştiremediğim için sinir oldum. Bilge' ye milyonuncu kez "hadi kızım oyalanma" dedim. Tekrar mutfağa geçtim, yemek pişmişti, altını kapattım. Ortalığı bir daha toparladım ve beslenmesini hazırladım. En son meyve suyunu sıktım. Sonunda içeriden "ödevlerim bitti" sözü geldi, pek sevindim. Her şeyini toparlayıp çantasına koydum. Kendi sırt çantamı çıkarttım, kütüphaneden ödünç aldığım kitapları yerleştirdim. Ayağıma en rahat ayakkabılarımı geçirdim. Okula gittik, Bilge'yi bıraktım, bu esnada bir sürü aptal lakırdı dinledim hemcinslerimden. Onları bırakıp otobüse atladım. Otobüs boyunca facebook'a ve twittera' a göz attım. Bu arada başımda inceden bir ağrının varlığını hissettim. Çaktırmadan alnımın fotoğrafını çektim, mis gibi kızarmış. Acaba içeride bir şey olmuş mudur diye bir düşünce geldi aklıma, hemen kovaladım. Kütüphaneye geldim, içerisi çok kalabalıktı, hemen kitapları verip bir kitap ödünç aldım. Yapı Kredi Yayınları' na uğradım, listemdeki kitapları aldım, kasadaki hanımla sohbet ettim. Sonra dışarı çıktım, bir yerde oturup bir şeyler yesem diye düşünürken buram buram simit kokusu geldi burnuma. Aldım simidimi durağa doğru yürürken kemirdim. Yine başımdaki sızıyı hissettim. Dolmuşa bindim. Boş olan tek yere oturdum. Sonra yanıma bir adam daha oturdu, iki adamın arasında küçüldüm küçüldüm minnacık oldum. Sürekli telefonla konuşan dolmuş şoförünün elindeki dövmenin ne olduğunu anlamaya çalıştım. Sonra dolmuşun önüne bir kedi atladı, yüreğim ağzıma geldi Allah'tan bir şey olmadı. Durakta indim. Azıcık gerindim, küçülen cüssem yerine geldi. Ofise geldim, başım hala sızlıyor. Bu arada yazdıklarımı sonuna kadar okuduysanız sizi tebrik ediyorum, bir de unuttum yazmayı fotoğrafı Güven Park'ta çektim bugün, çok şirinler değil mi:)) Yoruldum, ben kaçıyorum.
Çok geçmiş olsun,sen de süpersonik annelerdensin yazıyı sonuna kadar okudum:)
YanıtlaSilBu güzel kareyi beğendim,görüşürüz:)
hım süpersonik demek,tuttum ben bu lafı:)
Silbir solukta okudum hepsi çok tanıdık geldi:)
YanıtlaSilgeçmiş olsun
çok bencilce ama tanıdık gelmesine pek sevindim, teşekkür ederim:)
SilYazdığın gibi heyecanla bir nefeste okudum:))önce geçmiş olsun diyorum sonra da hangi kitapları aldın merak ettiğimi söylemek istiyorum:)
YanıtlaSilnatali teşekkür ederim kitaplara gelince; kütüphaneden Batı sanatında modernizm ve postmodernizm/ C.Vedat Demirkol. YKY' den kendime Katalin Sokağı/Magda Szabo ve Manet'in resimleri ve hayatının olduğu bir kitap aldım.Bilge'ye de Kayıp şeyler ülkesinde/Ege Erim 'in kitabını aldım:)
Silbilgenin annesi okumam mı..
YanıtlaSiltebrik edeyim,sabrınızı seveyim:)
Silokumazmıyım hemen okudum
YanıtlaSilsüper anne diyorum sana geçmiş olsunnn
sevgiler ışıl
Işılcığım istemiyorum böyle süperlik vallahi canım çıktı, sabah uyandığımda başımın ağrımadığına o kadar sevindim ki:))
Sil