Biraz da kitap...

 Hava çok sevimsiz, fazlasıyla iç karartıcı. Böyle zamanları sevmiyorum, sevemiyorum. Cemre nereye düştü bilemiyorum ama bizim buralara uğramadığı kesin. Bu şikayetimi akşam  Bilge' nin yanında dillendirme gafletinde bulundum, varın siz tahmin edin başıma gelenleri:)) Neyse geçen hafta bu güzel kitapları okudum. Onlardan bahsedeyim bugün. İlki Jhon Berger' in Bento' nun Eskiz Defteri. Bu kitabın baskısına bayıldım, kağıdın dokusu öyle güzel ki, sayfaları açarken elinizi şöyle bir üzerinde gezdirmekten kendinizi alamıyorsunuz. "Hollandalı filozof Baruch (Bento) Spinoza, kısa ömrünün en yoğun yıllarını yazarak geçirmiş. Resim yapmaktan zevk alır, yanında hep bir eskiz defteri taşırmış. Ani ölümünün ardından dostları mektuplarını, el yazmalarını, notlarını kurtarmayı başarmış ama eskiz defterini bulmayı başaramamış. Jhon Berger, içinde ne olduğunu bilmeksizin, bu eskiz defterini bulmayı hayal etmiş hep. İstediği filozofu yeniden okurken, Spinoza' nın gözlemlediği şeylere bir de onun gözüyle bakabilmekmiş. Bir gün süet ciltli bir eskiz defteri hediye gelince, "Bu Bento' nun olmalı" demiş, kendi kendine ve Spinoza' nın düşüncelerini izleyerek çizimler yapmaya başlamış. Ve Bento' nun Eskiz Defteri çıkmış ortaya..." (arka kapaktan) benim için ayrı bir dünyayı tanımak oldu bu kitap, Jhon Berger' in diğer kitapları da listeme eklendi.
İkinci kitabım Mehmet Eroğlu' nun Emine Fay Kırığı -2. Fay kırığı üçlemesinin ikinci kitabı. İlkinden daha çok etkiledi beni ve üçüncünün biran önce çıkmasını diliyorum. "Kendi dünyanıza ait olmayan birisini inançlarınızdan, yaşam tarzınızdan, hatta geleceğinizden vazgeçmek pahasına severseniz ne olur? Fay Kırığı Üçlemesi' nin ikinci kitabı Emine işte bu soruya verilebilecek cevapları arar. Zenginliğin tüm ihtişamına rağmen muhafazakâr yetiştiriliş tarzıyla modernite açmazına sıkışıp kalan roman kahramanı Emine' nin öyküsünün ön planında aşk ve gerçekler arasındaki ezeli çatışma yer alırken, geri planda sevgi ve tutku, masumiyet ve günahkârlık, onur ve yalan gibi zıtlıkların yarattığı gerilim, karakterlerin dramını daha da belirginleştiren koyu bir fon oluşturur. (arka kapaktan)
"Bir kırığın karşı tarafındaysan, işe başkalarını karıştırma: kendi köprünü kendin kur"
"İyiliğin yükü belini bükmemiş"
"Başarıya giden yolda, amansız düşmanında payı vardır"
Kitaptan  not aldığım cümlelerin bazıları da bunlar. Şimdi dört gözle kargodan çıkacak yeni kitaplarımı bekliyorum. Bol okumalı günlerimiz olsun.
Not: kelebeği Bilge yaptı yazmayı unutmuşum:)))

Yorumlar