İzlemeli,okumalı hafta sonu...

 Green Book filmini Sevgili Leylak Dalı tavsiye etmişti.İyi ki tavsiye etmiş uzun zamandır izlediğim en iyi film oldu. Kesinlikle ben de tavsiye ediyorum mutlaka izleyin.

Bilge' nin piyano dersini hocasının isteğiyle bir saat erkene çektik, sabah onda dersi başlıyor. Termosumu kahveyle doldurup son anda yetiştik. Ben kitabımı okuyup kahvemi içtim. Kulağım piyano sesinde. Çıkışta Bilge  dolaşalım dedi, hatta sinemaya gidelim diye düşündük ama izlemek istediğimiz filme Koca' da gelmek isteyince pazar gününe bıraktık. Biraz alışveriş yapıp eve döndük.
Pazar sabahtan Koca' yla yoga dersine gittik, zor ama keyifliydi. Artık hafta içi ufak ufak evde de yapmaya başladım, iyi hissettiriyor.

Akşam üzeri sinemaya gittik.Ralph ve İnternet. İlk filmi izlediğimizde Bilge altı ya da yedi yaşındaydı. İkinci filmde pek güzel olmuş. Keyifle izledik. Dönüşte kar yağıyordu ama sonradan yağmur baskın gelmiş, sabah tutmadığını görünce çok sevindim:))

Okuduklarıma gelince Nietzsche' nin Ecce Homo sunu bitirdim. Yazarın okuyup anladığım tek kitabı olarak etiketledim:) Aslında son kitabı ama bence ilk okunacak kitabı olmalı. Bir nevi kendine ve yazdıklarına ışık tutmuş. Oldukça anlaşılır ve açıklayıcı ilginç bir kitaptı diyebilirim.

Tolstoy' un Kreutzer Sonat 'ı sanırım hiç doğru  telaffuz edemeyeceğim adına rağmen sevdiğim kitaplar arasında yerini aldı. Bir tren yolculuğuyla başlayan roman yavaş yavaş toplumun kadına  ve evliliğe karşı olan özellikle erkek yanlısı tutumuna doğru yol alıyor. Tabi adını aldığı Beethoven' ın 9.nolu sonatını dinlemeyi de ihmal etmedim.

Sonra elimdeki kitaplar arasında dönüp durdum tüm hafta sonu. Dört tane yarıladığım kitabımı bu hafta bitirmeyi hedefliyorum:)) Hafta sonuna doğru Efes' in park arkadaşlarından bir cocker bize misafirliğe gelecek. Sanırım iki gün kalacak.(Köpek sosyalleşmesi diye bir şey varmış) Misafirimiz gittikten sonra  hafta başı da Antalya' ya ufak bir kaçamak yapacağız.

Keyifli bir hafta diliyorum...