Pufff

 Aslında bırakın yazmayı su içmeye kalkmak için bile kendimi ikna ettiğim garip bir tembellikle doluyum. Neden bilmiyorum ama birkaç gündür böyleyim. Bir miskinlik, bir rehavet öyle işte..

Olga Tokarczuk' un Koşucular kitabına başladım.Ödüllü bir kitap ama ben bir türlü kitaba dahil olamamışım gibi hissediyorum.Yüz yirmili sayfalardayım, kitap göçebelik , yolcu olmak üzerine gibi ama nereden başlayıp nereye gittiğini anlayamıyorum.Bir yüz sayfa daha okuyacağım olmadı bırakacağım.

Sabahları ofise gidiyoruz. Bilge artık gelmiyor. Evde kalmayı tercih ediyor. Geçenlerde ne izlesem diye aradığında " Can Dostum" u izle dedim. Hani God Will Hunting" olanı.Robin Willams' lı , Mad Damian' lı . Hatta çiroz Ban Affleck' li olanı. Ama o afişinde sevimli golden olan Can Dostum' u açmış, eve geldiğimizde izliyordu. Daha evvel izleyip zırıl zırıl ağladığını aynı sahnelerde yine salle sümük ağladım:)))

La Casa De Papel' in 3. Sezonunu bitirdim. Arada Bilge' de izledi benimle. Bittiğinde tabi ki bağıra bağıra " Çav Bella" söylüyorduk:))

Bu ara köpeklerin kızgınlık dönemi sanırım.Park ahalisi feci trajı komik günler yaşıyoruz. Allah yardımcımız olsun....

Efes' i veterinere kontrole götürdüm. Fazla protein verdiğimi söyledi.Kefiri haftada bir gün vermemi de ilave etti, gıcık oldum tam da mis gibi kefir yapmaya başlamışken ...

Bilge' ye neredeyse her gün dondurma yapıyorum. Donmuş meyve, süt ya da yoğurt ve bal kullanıyorum. Böylelikle ayıla bayıla yiyor bir de hazır dondurmalar fazla şekerli geliyor :))

Ben kitaba geri döneyim, iyi bakın kendinize..