13 Aralık

Dolu dolu bir hafta ve hafta sonu geçti. Aslında bana kalsa özellikle hafta sonu evden dışarı çıkmayı planlamıyordum. Hafta içi Bilge' nin diş randevularıyla yoga derslerim çakışınca, cumartesi eğitim dersine gel dedi hocam. 13' de girdiğim dersten 17:30 da çıktım. Hiç bu kadar uzun yoga yapmamıştım. Çok yorucuydu ama keyifliydi de. Duvardaki şu pozu yapmayalı iki yıl olmuş. Kalbim ayak parmaklarımda atıyordu:) eve geldiğimde her yerim ağrıyordu, yorgunluktan sızmışım.
Pazar günü Bilge kitap almam gerek dedi. Almanca dil kitabı baktı, istediği kitabı bulamadı ufladı pufladı. sallanmış suratıyla girdiği mağazada istediği gömleği ve kazağı buldu, pek sevindi. Oturduğumuz kafenin uğultusundan çok rahatsız olup, kendimizi dışarı attık. Rast gele yürüdüğümüzü düşünürken, sevdiğimiz başka bir kitapçının sokağında bulduk kendimizi."kaybolmayı bilmiyoruz" yorumu yaptı, sıpam. Sakin kafesinde oturup, uzun uzun kitap okudum. Ben güya yıl sonuna kadar İri Memeler ve Geniş Kalçalar' ı bitirmeye odaklanıp, yeni kitaba başlamayacaktım. Dayanamadım Haydarpaşa' nın Son Memuru' na şöyle bir bakayım derken baktım yarılamışım:))

 Hava da pek güzeldi. Bulutlar, kış güneşi mis gibiydi. Markete girdik bir iki eksik mutfak malzemesi alalım diye. Bilge gözlerini kocaman açmış, beni dürtüklüyor. Ne oldu dememe kalmadan, raftaki diş macunu fiyatını gösterdi, şaka mı diyerek. Bilge' nin de ağzından insanlar nasıl alacak ki lafını içim ezilerek duydum. 

Ne diyeyim

İyi bakın kendinize....

Yorumlar

  1. O poz nasıl bir şey yahu! Bravvo. :)
    Kitapçıya gidince, sadece bakayım deyip almadan çıkmak mümkün mü? :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevin Ablacim görundügü kadar zor değil ipler tasiyor aslında tüm bedeni:) bel çok güzel uzuyor ve rahatlıyor. Hiç bakıcı olamadım hep alıcıyım🙈

      Sil

Yorum Gönder