06 Ağustos

Ne temmuz ayını uğurlamaya, ne yeni ayı karşılamaya hevesim kaldı. Burada keyifsiz şeylerden bahsetmeyi sevmiyorum, lakin "miş " gibi yapmak da bana göre değil. 
Gün geçmiyor ki, aklımızın almadığı, yok artık demiyeceğimiz bir durum olmasın. Son terapimde "bu kadar kötülüğün karşılığı ya da dengeleyicisi olması gereken iyilik nerede ki " diye sordum. Artık andaki iyilik falan kesmiyor sahiden kelli felli kocaman, ağzımı açık bırakacak, mutluluktan beni ağlatacak iyi şeyler görmek istiyorum....(az isteyince olmuyormuş, bundan bu büyük laflar aslında:)

Sabahları yogaya devam. Matı serdiğim anda, tüylü sıpam yanımda:)


Büyülü kraliçemiz, canımız cicimiz İsabel Allende ne güzel yazmış Ruhumun Kadınları nı. Hepsi bildik, hepsi tanıdık, kocaman yaşamlar. Severek okudum...

 Yine bir sürü kitap birden okuduğum bir dönemdeyim. Goethe' nin İnfazı' na başladım. İlk üç sayfayı üç kez okudum, önce anlamadım. Kafam dağınıktı, dün sabah erken uyanmıştım, tekrar okudum, bu sefer oturdu yerli yerine. Sonradan Viktor Glass' ın bu kitabı gerçek mahkeme kayıtlarından faydalanarak yazdığını öğrenince merakla okumaya devam ediyorum. 

Evden çok çıkmıyorum, bir tek Efes' le akşam gezmelerine çıkıyoruz. Çimlerin serinliğine atıyoruz kendimizi ve uzun uzun soluklanıyoruz. Günün en güzel saatleri belkide bu saatler. Her şeyden uzak, kendimize yakın...

Yorumlar

  1. İnsanı temiz havaya çıkarak kendine yaklaştıran en tatlı sebep sizde ne güzel

    YanıtlaSil

Yorum Gönder