13 Ağustos





                Gece dışarıdan gelen seslerle uyandım. Baktım Koca salonda uyumuş, üzerini örttüm. Karnım ağrıyor diyen Bilge' ye baktım, huzurluca uyuyor. Gözlerim Efes' i aradı, taradı, yok bulamıyorum. Dış kapıyı açıp önüne bile baktım. Balkon, mutfak ev allahtan küçük. Tekrar Bilge' nin odasına bakınca yatağın ayak ucunda buldum beyfendiyi. İkiside dertop olmuşlar uyuyorlar. Hava sıcak olduğu için yerlerde yatıyordu, koltuklara bile çıkmayan Efes' i yatakta huzurla uyurken bulmak şaşırttı beni. Gerçi bozuluyorum biraz da, Bilge' nin odasından çıkmıyor bu aralar. Gezme vakti gelince yanımda bitiyor:)

Sevimsiz mevzulara hiç girmeyeyim, yeteri kadar maruz kalıyoruz zaten. İş Bankası Kültü Yayınlar' sın Çağdaş Dünya Edebiyatı Dizisi serisinin kitaplarını okumaya devam ediyorum. Sırada Viktor Glass' ın Goethe' min İnfazı kitabı vardı. Kendisi de Alman olan yazar gerçek olaylardan ve tarihi belgelerden yola çıkarak kurgulamış bu romanı. On sekizinci yüzyıl sonlarında Saksonyada geçen, fakir halkla soylular arasındaki uçuruma bir de kadınların cinsel istismar sonucu başlarına gelen yetmiyormuş gibi, insanlık dışı adaleti sağlama süreçleri anlatılıyor. Sırf kadın oldukları için uğradıkları haksızlık inanılmaz. Goethe' nin hikayedeki rolüyse bambaşka. Dükün sağ kolu ve gizli danışmanı... 
Rahatsız edici, yapılan işkenceler sinir bozucu ama etkileyici bir kitap.

Bu aralar kendimi sık sık kitapların önünde buluyorum. Yine böyle bir buluşmada kitaplıka elim Kumkurdu' nun ilk kitabına gitti. Tekrar okumaya başladım. İyi gelir belki ruhuma.

Hemıngway' in Kadınsız Erkekler kitabını e-kitap olarak okuyorum. Üç öykü var içinde, ilkini dün bitirdim. Bambaşka bir tad bırakıyor insanda. 

Gabor Mate' nin Vücudunuz Hayır Diyorsa kitabına da okumaya başladım. Gabor Mate' nin hep söyleşilerini dinlemiştim, bu sefer okumaya karar verdim. Zihin ve beden bütünlüğünü hastalarının yaşam öyküleri üzerinden ve anlaşılır bir dille anlatıyor bu kitapta. Bölüm bölüm okuyorum.

Sezgin Kaymaz' ın Ateş Canına Yapışsın kitabını da Emre melemez' den dinliyorum. 

Yoga eğitmenliğiyle ilgili eğitimimin (ikinci 200 saatlik bölüm) sonlarına doğru geliyorum. Eylül başında altı oturumluk dersler sonrası bitecek. Bundan sonrası bana bıraktıkları ve benim yorumlama kalıyor. Öğrenmek hiçbir zaman bitmiyor. Ben öğrendim ya da ben oldum demek kadar boş bir laf yok. Bunu her geçen gün daha iyi anlıyorum. 

İyi şeyleri görmeye çalıştığınız bir hafta olsun...


 

Yorumlar

  1. Evdeki canlıların tipik davranışı, çocuklarla oynasınlar, annelere kendilerini baktırsınlar. :))

    YanıtlaSil

Yorum Gönder