30 Ağustos

 Az önce yoga yaptım, mata yayılmış şavasanadayken ağustos ayını uğurlamak lazım diye düşündüm. Matımı bile toplamadan yorgun bedenim ve dingin zihnimle geçtim klavyenin başına. 

Geçen sene kabusa dönüşen yaz aylarını hatırlıyorum, ne kadar zordu. Kendinle ilgilenerek, çokça çalışarak bugün çok uzak bir yerden bakıyorum o zamanlara. Kendinle ilgilenmek bize maalesef çok uzak bir kavram. Belki hijyenik açıdan, belki kilo kontrolü hadi biraz da sağlıklı kalayım minvalinde bir çerçevemiz var çoğumuzun. Oysa daha çok özen istiyor beden de, zihinde. Bana kalırsa yaş ilerledikçe buna çok daha özen göstermek gerekiyor. Bunun çok fazla yolu var ve her beden özel. O yüzden kendinizle çalışmanız gerekiyor. Sizin neyi sevebileceğinizi, neyin size iyi geleceğini sizden daha iyi kimse bilemez ama deneyimlemeden de siz bilemezsiniz. Ders vermeye biraz ara verdim. Maalesef çoğunluk hap bilgiyle, yoga yaptım satırını tiklemek niyetinde. Neyse herkesin niyeti kendine...

Bu fotoğrafı çok sevdim. Bilge yokken yine onun yatağına yaymış postu. Peluşların arasında iyi yer bulmuş kendine:)) Bu aralar keyfi yerinde çok şükür. Sabahları babasıyla güya yürüyorlar kuyruğu çıkmadan başı geri geliyor neredeyse. Tüm gün Bilge' nin odasında, azıcık rüzgar çok eser ve perdeleri havalandırırsa korkup yanıma gelmeler, perdeye bakıp bakıp havlamalar ( onu da bu sene çıkarttı, perdeye canavar muamelesi yapıyor) içindeki şaşmaz saat, bendekiyle eşleşip on sekizi gösterdiğinde gelip gözlerini bana dikmeler.... Hazırlanıp çıkıyoruz, uzun uzun yürüyor, Konuşan Ağaçlar Parkı' nda yayılıyoruz çimlere. Arkadaşlar, köpekler, sohbet keyifle güneşi batırıyoruz. Oradaki rüzgar onu korkutmuyor ve rüzgar eserken burnunu kaldırıp diğer köpeklerle rüzgarı kokladığını fark ediyorum. Yakında sonbahar gelecek ve yapraklar başımızın üzerinden konfetiler misali dökülürken, fonda hışır hışır sesler eşliğinde yürüyeceğiz...

İş konusunda merkezde farklı bir dijital sisteme geçildiği için ben çok rahatladım. İş yüküm baya azaldı, şahane oldu.

Koca' nın çok istediği bir şey oldu, şehir dışından  bir arsa aldık içinde ağaçları, kuyu suyu ve kapısında kocaman bir salkım söğüdü var. Efes görünce tıpkı denizi gördüğündeki gibi, kulaklarını arkaya devirip deli gibi koştu:)) Hepimiz planlar yaptık, ne zaman hayata geçer bilmiyorum, imkanlara bağlı ama hayal etmek bedava ve iyi hissettiriyor.

Terim iyice soğumadan kaçayım ben, güzel bir hafta sonu olsun. İyi bayramlar diliyorum bu arada ve kendinize çok çok iyi bakın.....