10 Temmuz


 Geçen sabah dişçiye gitmek için hazırlandım. Merdivenlerde durağı arayıp taksi istedim. Dışarıda apartmandan tanıdığım ikizleri olan bir aileyi gördüm. Kızlar 3- 4 yaşında ancalar. Efes'le yürüyüş rotamızın üzerinde bir kreşe gidiyorlar. Anneleri sanırım memur, iş çıkışı kızları kreşten alıyor. Mesafe taksicileri öldürmek isteyeceğiniz kısalıkta ama iki çocukla uzun bir yürüyüş mesafesinde. Kadıncağızı kaç kez yolda çocuklarla yuvarlanırken, çantaları yokuş aşağı giderken, çocuklar ağlarken , çığlık atarken fona yağmur, dolu, kar eşlik ederken gördüm. Efes'i görünce aksak ritimleri daha da sekteye uğradığı için yanlarında Selam verip hızlıca geçiyorum. çantalara yardım teklifimi hep kibarca reddettiği için artık teklifte etmiyorum. Kızlar beni görünce Efes'i gördükleri gibi sevindiler sanki, yarım yamalak "biz avmeye gidiyoruz kahvaltı yapıcazzzzzz" dediler. O sıra kızlardan birinin ayakkabılarına takıldı gözlerim. Ters giymiş. Ayakkabı o yaş çocuğunun kendi başına giyebileceği tarzda değil, iliklenmesi filan gerekiyor. Aklıma hemen baba giydirmiştir düşüncesi geldi, sonra yine kadına gözlerim kaydı, fark etmemesi ne çok yükü olduğunu getirdi aklıma. Tam ağzımı açacakken içimden bir ses sakın dedi, sakın düzeltme kadın kötü hissetmesin. Bir de baya baya terste olsa o haliyle çocuk hoplaya zıplaya dolanıyordu. Afiyet olsun dedim, gelen taksiyi onlara vermeyi teklif ettim. Yine kibarca reddedildim, bindim yoluma gittim. 

Anne olmak, kadın olmak, insan olmak ne zor....
Neyse efendim hala geçici dişlerimle hemhal etmekteyim. Bilge' nin de benim de randevum iptal edildi ama yeni bir gün belirlemediler. Bugün bir miktar diş göstereceğim. 
Bahsetmiş miydim hatırlamıyorum Bilge bir spor salonuna başladı. İlk derste acayip hamlamış, dünde pilates dersine gitti, taş gibi uyuyor şimdi. O gidince bende Leylak Dalımın tavsiyesiyle Yaz Bahçesinde Dostluk filmini izledim. 1994 yapımı Shinji Semai filmi, görüntü kalitesinin eskiliğine rağmen o kadar güzeldi ki, tek kelimeyle bayıldım. İçim ısındı,  Yüzümde kocaman  bir tebessüm bıraktı.

Proust' un yedi kitaplık Kayıp Zamanın İzinde sersini okumak gibi kocaman bir hayalim var. Geçen yıl ilk kitabı okumuştum. Kız kardeşle birlikte başlamıştık ama o yarı yola bile gelmeden bıraktı. Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde ikinci kitabı. Yılın başında başlamış, sonra unutmuştum. Dün uzun uzun okudum ve diline alıştığımı fark ettim.  Yatarken de Nergis Hanım Hakkında Bazı Şeyler' e devam ettim, ilginç bir yere geldi kurgu. Bugün çok bölünmezsem bitiririm. 
Qigong derslerim haftada bir derse düşmüş sanırım yaz sebebiyle ve günü değişmiş. Taovinyasa dersimle aynı güne denk geliyor. Artık canlı ders yerine kayıttan yapacağım, rutinimi bozulması beni rahatsız etse de belki kendi pratiklerimi deneyebilirim. 

Sesli kitapta ise David Grossman'ın Ülkenin Sonuna ' sını dinliyorum. Dün Efes' i gezdirirken kimseyle karşılaşmadım, kesintisiz iki saat dinlemişim. Uzun bir kitap sanırım yirmi üç saatlik. İlginç bir kitaba benziyor.

Gününüz güzel geçsin.




Yorumlar