29 Temmuz
Dün doktor kontrolüm vardı, asık suratlı doktorum hafif tebessümle ciğerlerimin sesini beğendiğini söyledi. Yarın son kortizonlu ilacımı alıp, ona devam etmeme gerek kalmadığını ama gün içinde geri kalan altı doz ilaç protokolüne harfiyen uymam gerektiğini söyleyerek , eylül ayında görüşürüz dedi. Sevindim yahu, üstelik bir haftadır sahiden sümüksüzüm, geniz akıntım, burun tıkanıklığım yok. Hayat güzel gibi, bak gibi diyorum, dikkatimi kendimden biran uzaklaştırsam sahiden yangın yerine düşüyorum.
Bilge' nin bir de üniversite tercihleri mevzusu var , o konuya hiç girmeyeyim. Neticelenince yazarım.
Ne sıcak yahu, bir hafta aranın ardından ufak bir yoga akışı yapayım dedim, sahiden aktım, en son şavasanada dinlediğim mantraya, her hücremden fışkıran terler eşlik etti. Duşun ardından, oğlanı çıkartma zamanı gelene kadar buraya uğrayayım dedim.
Hafta sonu bahçe buralardan daha serindi. Sıcalık üç dört derece daha az. Bostan fena değil. Domatesler hunharca bir çoğalma derdinde. Biberler nazlı çıktı. Kavun mu karpuz mu olduğunu bilmediğim fideler yayılıcı, kaplayıcı bir mottodalar. Ispanak niyetiyle toprakla buluşturduğum tohumların bir kısmının acur olduğuna kanaat getirdik (nette apk. aracılığıyla) Ispanaklarda hiç hareket yok, turplar ve havuçlar çıkıyor ufak ufak. Sarımsakları güneş pörtletmiş, soğanlarda oynamıyorum ben der gibiler ama varya minnak kahverengi kırmızı karışımı kıvırcıkları(akdeniz yeşilliği olandan) görünce sevinçten çığlık attım. Mısırlarda püsküllenmeye başlamış.
Ve çiçek tarhım, canım zinyalarım, niye zinyaya "kirli hanım çiçeği" demişler bilmiyorum, kime ne hanımın temizliğinden değil mi? Gerçi söyleyen kibarmış, hanım filan demiş, bayan dediğini düşünsenize, ıyyy...
Efes' le çardak altına kurulduk, Koca sulama sistemiyle imtihandaydı (bence başarılı olamayacak) biraz manga okuyup, fidelerin köklerini havalandırdım, biraz daha okuyup çiçek altı dallarını kestim, biraz daha okurken uyuya kaldım... Neyse ki bir saatte okuyacağım mangayı üç saate bitirebildim:))
Bu hafta henüz yeni kitaba başlamadım. Donna Tartt ' ın Gizli Tarih ine devam ettim. İkinci bölümdeyim, çok uzamaya başladı sanki gereksiz yere allahtan çok soğuk ve karlı günlerde geçiyor.
Arada da bir, üç beş sayfa Canavar a devam ettim. Sıcak havada hiç gitmiyor.
Garip bir şekilde çokça Kayıp Zamanın İzinde serisinin 2. kitabı Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde yi okudum, bana bile inanması zor geliyor. Proust' un diline alıştım sanırım:)
Ülkenin Sonuna 'yı dinlemeye devam ediyorum. on saatlik bir bölümü kaldı. Sıcakta yapamadığım tek şey izlemek oldu, maalesef hiçbir şey izleyemiyorum.
Şimdilik bu kadar, kalın sağlıcakla....
Yorumlar
Yorum Gönder